Gassallığı hep merak ederdim. “İnsanlar nasıl gassallık yapar, gassallığa nasıl başlar, sonrasında hayatlarını nasıl sürdürür, bir cenazeyle aynı odada nasıl durur, gözlerinin önüne hayatındakilerden gelenler olur mu?” diye. Bu soruları hep çoğaltıyor insan. Gassallık, gerçekten zor diye düşünüyordum. Yaptıklarından sonra normal hayatı sürdürebilmek.

Bu konuyla ilgili birkaç yerde bilgi okudum. Bazı insanlar, gassallığa nasıl başladıklarını anlatmışlar. Süreci nasıl götürdüklerini anlatmışlar. İlk günle birlikte başlarından geçenleri, nasıl etkilendiklerini, nasıl alıştıklarını anlatmışlar.

Bir forum sitesinde okudum. Gassallıkta bir hayli mesafe kateden bir kadın yaşadıklarını anlatmış. Ölü ile aynı odada sabaha kadar kalsa bile korkmayacağını belirtmiş. Hatta hayatının bir parçası olan işini sevdiğini söylemiş.

Bakın başka neler anlatmış sayfasında…

 “Bugüne kadar bine yakın ölü yıkadım. Yakılarak gelen bir kızı, hiç unutamam. Onu yıkarken ailesini düşündüm, kendi kızımı düşündüm. O günü, onu yıkayışımı asla unutamıyorum.” 

“Bu benim başıma gelmiş olsaydı ne yapabilirim diye düşündüm. Benim için çok acı bir olaydı. İbretlik bir hadiseydi.” 

“Yakıldığı için çok fazla bir şey yapmadık. Güzelce yıkayıp, teyemmümü aldırıp, dinî vecibeleri yerine getirdikten sonra kefenleyip ailesine teslim ettik. Bunun dışında küçük kızlarımız, bebeklerimiz, bizi üzen diğer cenazeler.”

ŞEHADET PARMAĞINI GÖSTEREN CENAZE

“Dinî vecibelerini yerine getirdiği söylenen insanlar vefat ettiklerinde sanki hiç ölmemiş gibi, güler yüzlü vefat etmiş gibi görüyoruz.”

“Bir kişinin, şehadet parmağını işaret eder şekilde öldüğüne şahit oldum. Bunların yanında bazı insanların da kaskatı kesildiğine, korkarak öldüğüne şahit oldum. Bilemiyorum ölürken ne gördü, neler gördü?” 

DEDESİNİN KUCAĞINDA ÖLEN TORUN

“Trafik kazasında biri gelmişti. Kişi vefat etmiş, kucağında ise torunu vardı. Kucağındaki çocuğun ölmüş olmasına rağmen burnu bile kanamamıştı. Bu da yaşadığımız ilginç vakalardan bir tanesiydi. Rabb’im korumak istedi mi koruyor, insanın burnu bile kanamıyor.”

ÖLÜSÜNÜ TANIMAYAN AİLELER OLDU

“Bazı insanların yüz şeklinin değiştiğine şahit oldum, çok korktum. Bazı ailelerin, kendi ölüsünü tanımadığına şahit oldum. Evinden getirdiği cenazeyi yıkayıp aileye veriyoruz, başkası geliyor, onunkini de aynı şekilde yıkayıp veriyoruz. Cenazeyi alan ailelerden, ‘Bu bizim cenazemiz değil.’ dediklerine şahit olduk.”

ÇOK GÜZEL YÜZLÜ CENAZE

“Bir gün, bir cenaze yıkadım. Yüzü o kadar güzeldi ki. Ailesine sordum, ‘Nasıl bir yaşantısı oldu?’ diye. Ailesi, namazında ve niyazında biri olduğunu söyledi. Mevlithan imiş, mevlitlere gidermiş. Trafik kazası geçirmiş olmasına rağmen vücudunun hiçbir yerinde kanaması da morarması da yoktu. Düştüğü anda da vefat etmiş.” 

Gassal kadının tavsiyesi

“Ölümden korkmuyoruz da ölüm sonrasından korkuyoruz. Günahlarımız çok, Allah affetsin. Ölümden korkmayalım. Bir Gassal da bir gassalın önüne yatacak. Güzel yaşamak çok önemli.” şeklinde olmuş.

Her canlı bir gün ölümü tadacak. Allah ölümün de hayırlı olanını versin.

Büyüklerimiz hep der ya; “Allah elden ayaktan düşürmesin.”, “İnsan eti çok ağırdır, iki gün yatak üçüncü gün toprak.” diye…

Yeniden görüşmek üzere…