Damat, gelinin kafasına elma attı. Daha önce de duyduğum bu gelenek kafama takıldı. Güzel yurdumda hâlen devan eden bu âdet nereden gelme ve ne anlama geliyor?
BEREKET, VERİMLİLİK, SADAKAT, SOY SÜRDÜRME DEMEKMİŞ
Erzurum’da sürdürülen bu gelenek, yüzyıllardır uygulanıyor. Evin kapısının eşiğinde bulunan geline, üst kattan damat elma atıyor. Elma artık gelinin neresine gelirse…
Nedenine gelelim.
Erzurum düğünlerinde yaşatılan “elma atma töreni”, Orta Asya’dan Anadolu’ya taşınan meyve sunma sahnelerinin uzantısı. Orta Asya’da kadının erkeğe elma sunuşu, Erzurum’da erkeğin kadına elma sunuşuna dönüşmüş. Türk toplumu tarafından bereket, verimlilik, üretkenlik, soyu sürdürme, vefa, sadakat vb. anlamlar yüklenen elmanın erkek tarafından kadına sunulması biçiminde gerçekleşen bu tören, diğer yandan eski Türk kültüründe doğaya verilen öneme, elmaya yüklenen güce dikkati çekmekteymiş.
BÖLGELEREMİZDEKİ DÜĞÜN ÂDETLERİ
Her bölgenin düğün âdet ve gelenekleri, köklü geçmişten günümüze aktarılan özel ritüel ve kutlamalarla dolu. Her yöre, geleneksel kıyafetler, müzik, dans ve yemeklerle düğünleri unutulmaz bir deneyime dönüştürürken aynı zamanda bölgenin kültürel ve tarihî özelliklerini de yansıtıyor.
ADANA DÜĞÜN ÂDETLERİ
Adana, uzun süren düğünleri ve ilginç düğün gelenekleri ile meşhur bir ilimiz. Düğünden bir gün önce damat evine büyükçe bir bayrak asılır. Bayrak, o evde düğün olduğunu temsil eder. Eve bayrak asıldıktan sonra davul ve zurnalar çalmaya başlar, artık düğün de başladı demektir. Halay ve danslar erkek evinin önünde başlayıp kız evinin önüne kadar devam eder. Kız evinin önüne gelindiğinde davul, zurna ve danslar daha da coşku kazanır, kurban kesilir, karakucak güreşleri yapılır. Adana düğünlerinin en belirgin âdetlerinden biri de damada yedirilen tatlıdır. Tatlı tepsisinin içine bir tane altın koyulur ve damat o altını bulmaya çalışır. Kına gecesinde, damadın üzerinde “kınacı cezası” denen oyunlar yapılır ve ağaçtaki yumurtayı vurması söylenir. Damadın kolundan su dökerler, ceketini ters giydirirler, belinden ip bağlayıp asarlar, erkek tarafıysa hepsine hoşgörülü davranmalıdır. Tabii böyle gelenekler içinde büyüyünce başına neler geleceğini bildiğinden damat bey de hoşgörülü olacaktır.
Adana'nın kendine özgü mutfağından kaynaklanan bir düğün âdeti de "yağda ekmek oyunu" olarak bilinir. Düğün merasiminde gelin ve damadın üzerine sürülen yoğurt ve yağlı ekmek, çiftin bereketli bir birliktelik sürdüreceğine inanılır. Bu oyun, aynı zamanda gelin ve damadın birbirlerine olan sadakatini temsil eder.
DİYARBAKIR DÜĞÜN ÂDETLERİ
Diyarbakır düğünleri, geleneksel ve zengin bir kültüre sahip olan şehrin karakteristik özelliklerini yansıtan ilginç âdetlerle doludur. Bu âdetler, hem gelin ve damadın birlikteliğini kutlamak hem de aileler arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla gerçekleştirilir. Diyarbakır düğünlerinin vazgeçilmez bir parçası olan "çeyiz alayı", gelin evinden düğün salonuna taşınma anını simgeler. Bu alayda, gelin ve damadın yakınları, zengin ve gösterişli çeyizleriyle birlikte şehir sokaklarında coşkuyla yürürler. Gelin evden çıkarken gelin kuşağı, gelinin babası veya abileri tarafından takılır.
Düğünler, kalabalık bir katılım ile yöresel kıyafet ve müzikler eşliğinde gerçekleştirilir. Düğünde, geline kilosunca altın takılır. Düğün sonrasında ise gelin ve damat eve girerken önce içi para ve şeker dolu bir testi kırılır, evlerinin bolluk bereket içinde olması dilenir, dualar edilir. Gelin eve girmeden önce ayağının altına bir koyun postu serilir. Bu ritüel ile gelinin evlilik hayatı boyunca koyun gibi uysal olması istenir.
Adana ve Diyarbakır düğün âdetlerini, kaynaklarından birebir öğrendik. Bir sonraki makalemizde, diğer illerimizin âdetlerine bakacağız.
Yeniden görüşmek üzere…