FETO’nün üç yüzünü göremeyen, Allah rızası için gerçekten hizmet ettiğini düşünen bazı kişilerin bu yazıyı okumasında yarar vardır. Bugün Feto’yu, yanılmaz, aldanmaz ve her yaptığını doğru olarak gören, onun zombileştirdiği ve sürekli narkozladığı insanları nasıl serseme çevirdiğini ve ne gibi meczubane talimatlarıyla, insanları maymun gibi oynattığını size anlatayım. Kadınlara peçe takmadan tesettür olmaz deyip, ellerine eldiven, yüzlerine peçe, topuklarına kadar çarşaf giymeleri mecburidir, farzdır diyen FETO. Kalemin içinde alkol vardır diye, tükenmez kalem dahil kullandırtmayan FETO. İçinde resim var diye anne, babalarımıza ait olan duvarlardaki ve albümlerdekibütün fotoğrafları yaktıran FETO. İçinde alkol var diye, deterjan, kokulu sabun, esans ve kolonya dahi kullandırmayan, hiçbir kadınla toka ettirmeyen, üvey annenin eli öpülmez diyen, kadın sesinden Kur’an dinlenmez, mevlit dinlenmez diyen FETO. Risale-i Nurların içerisinde üstada ait birkaç fotoğrafı dahi, ev ev dolaşıp üstadın ruhu azap görür diye resim düşmanlığı yaptıran böyle bir FETÖ’yü siz tanıdınız mı? Margarin yağı haramdır diyerek hiçbir yemeği yemeyen, kola içmek günahtır diyen de bu zindiktir.

Sonraki yıllarda görev yaparken bu sefer alkollü içki içmenin sakıncalı olmadığını da soyleyebilmistir. Bu ABD ‘ye satılmış ve her dediğini emir telakki eden İslam düşmanı iğrenç mahluk, fitne kazanini kaynatmaya hala devam etmektedir. Uyanık olmak gerekiyor. Hiç olmazsa bu fitneye bir şekilde bulaşmış ve kurtulamayan yakınlarınıza bu gerçekleri anlatmak zorundayız. Belki ben yaşta olanlar, bunları hatırlayacaklar ve inkâr edemeyeceklerdir, nereden nereye diyeceklerdir. Zaten nereden nereye demeleri için ve FETO’nun kendisinin de bu insanları nasıl ahmaklaştırdığını hatırlatmak için tekrar dile getiriyorum. Şimdi ise son televizyon kayıtlarında, onların kiliselerine, havralarına gitseniz, onların yortularına ve dini toplantılarına katılsanız, hiçbir mahsuru olmaz dediği, yurtdışına kaçtıkları için onlara şirin görünme adına, bu takiyede hiçbir mahsur yoktur fetvasını veren, onların istihbaratları ile de iç içe olmada, Türkiye aleyhinde kara propagandalar ile gittikleri ülkelerin güvenini kazanmada elinizden geleni yapın ve onlara güven telkini verin diyen bir FETO. Aynı zamanda isimleri değiştirmede bir mahsuru yoktur. Davut’u David, Celal’i Jony, Yusuf’u Josef yapmada hiçbir mahzur görmüyor ve o ülkenin insanları Hıristiyan dahi olsa, evlenmelerine cevaz veriyor.

İşte böyle bir FETO’yu mukayeseli olarak tanımanız için bu tutarsızlıkları, tekrar tekrar anlatıyorum. Başörtülü, çarşaflı olan insanlara açık olmayı ve hatta bikini giymenin de mahsur olmadığının fetvasını da verebiliyor. Bu zindik, la ilahe illallah’ı anlatmanın yeterli olduğu, Resulullah daha sonra ele alınabilir diyebilecek kadar İslam düşmanıdır. Üç dinin ortak okutulacağı üniversiteler ve ibadethanelerin olabileceğini, bütün dünyada bunları yapmak istediğini, hatta Avustralya ve Amerika’da kilise içerisinde Gülen kürsüsü açtığını, her birine 1,5 milyon dolar yardım yaptığı bilinmektedir. Şimdi ise, İtalya’da, Vatikan’da üç din dediği, aslında bütün dini özelliğini kaybedip, tamamen şirk ve ahlaksızlık üreten Vatikan’ın koltuğunun altına girmeye çalışıyor. İşte mukayeseli olarak FETO’nun bu üç yüzünü görüp, Allah rızası için gerçekten hizmet ettiğini düşünenlerin bunu sorgulaması ve FETO’ya eğer cesaretleri varsa, sormaları gerekiyor.

Takiye yaparak İslam’a hizmet etmek bir yol olsaydı, Ammarlar, Habbablar, Bilaller ve Yasirler bu yolu seçerlerdi. Bütün işkenceye ve çilelere rağmen takiyyeye yani yalana tenezzül etmemiş ve canlarını bu yolda feda etmeyi tercih etmişler ve Peygamber Efendimiz’in (asm) duasına ve takdirlerine mazhar olmuşlardı. Yalan, dolan ve takiyeler ile temeli atılmaya çalışılan bu örgutün ve liderinin sorgulanması şarttır. Çünkü hala peşinden giden insanlara rastlanmaktadır. Sufyaniyetin dördüncü rüknü olduğunu ispat ettiğim bu şahsın fenaliklari bitmez. Fakat dilimiz döndügunce anlatmamız gerekiyor, vesselam...