Hakan Çalhanoğlu’nun Ballon d’Or adaylığıyla hepimiz gururlandık. Milan’daki, İnter’deki istikrarlı oyunu dünya basınında sürekli övülen, teknik direktörlerin vazgeçilmezi olan ancak ülkemizde olumsuz eleştirilere hedef olan “Ya bu adam ne oynuyor, bunun oynadığı topu ben de oynardım.” sözlerini düşündüğümüzde Türk futbolu ve seyircisinin dünya futbolundan uzak kaldığını görebiliyoruz. Ballon d’Or için aday gösterilen diğer oyunculara baktığımızda dünya futbolunun “iyi futbolcu” tanımının değiştiği aşikâr. Gönül nostaljik bir ruhla, “Nerede o eski futbolcular; Batistuta, Del Piero, Totti, Nedved, Giggs vb.” diyor. Sergen Yalçın, Hagi, Yattara, Alex gibi topu alsın, iki üç çalımla ilerlesin ya golü atsın ya da attırsın diye bekliyor. Değişen futbol, saf yeteneklere; “Bu meziyetlerin yetmez, takımla beraber savunma yapmalısın, hücumda da doğru alan yerleşimiyle birlikte hücum etmeliyiz, sürekli tempolu olmalıyız.” baskısını pompalıyor. Hakan Çalhanoğlu gibi oyuncular da bu yoğun tempoyu rahatlatanlar olarak değer kazanıyor. Topu kaybetmiyorlar, her zaman doğru yerde oluyorlar ve Amerikan futbolundaki oyun kurucu gibi rakibin boş alanlarına takımı yönlendiriyorlar. Hakan’la beraber aday olan oyunculara bakarsak; Declan Rice, Rodri, Xhaka, Kroos, Vitinha ve Valverde bu yeteneklere sahip oyuncular.
Messi ve Ronaldo listede yok
Yirmi yılı aşkın bir senedir futbolun en büyük rekabeti olan “Messi mi, Ronaldo mu?’’ tartışmaları, “Hangisi ödülü alacak, hangisi hak etti?’’ tartışmaları, sosyal medyadaki kavgaya giden gruplaşmalar bu yıl bitti. Uzun bir zaman sonra ilk kez ikisi de aday değil. Bu yıldızlar yerlerini Mbappe ve Haaland’a bırakıyor gibi duruyor. Belki de futboldaki değişimin önünü alamayacağız ve ileride süksesi yüksek, skor katkısı bol, topla kıvrak oyuncular ödül alamayacak; istikrarlı takım oyuncuları ödülü kazanacak.
“Futbol yenilenen hâliyle mi daha iyi, yoksa eskiden mi daha iyiydi?” derseniz; şimdiki taktiksel savaşları, futbolcuların sahadaki duruşları, koşu mesafeleri, gol beklentileri bana çok keyif veriyor. Teknik direktörler maç içinde bile farklı sistemler deneyebiliyor. Ama eskinin o adını ezberleten, takımlarıyla özdeşleşmiş oyuncuların yeri her zaman ayrı olacak benim için. Rui Costa, Figo, Cafu, Carlos, Van Nistelrooy, Riquelme gibi oyuncular daha değerli benim için. Eskinin bir tweet’inde geçen “Antepli arkadaşım memleketten getirdiği fıstığı sadece Ronaldinho’nun maçlarında zuladan çıkarırdı.’’ sözü durumu özetliyor. Özledik böyle oyuncuları ve o zamanın oyununu.