Büyüklerimizden sık duyarız: “Dizlerim eskisi gibi değil, ağrısı beni yerimden kaldırmıyor.” Çoğumuz kireçlenmeyi yalnızca yaşlıları etkileyen bir sorun olarak görürüz. Ama gerçek artık böyle değil. Gençlik dönemi, bu hastalığın tehdidinden uzak değil. Yanlış bir yaşam tarzı, aşırı yüklenme ya da genetik yatkınlık, hayatımızın baharında bile kıkırdaklarımızı tehdit edebiliyor.
Peki neden kireçlenme giderek gençlerde de görülüyor? Daha önemlisi, bunu nasıl yavaşlatabilir ve sağlıklı eklemlerle hayatımıza devam edebiliriz? Anadolu Sağlık Merkezi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Taner Özdemir’in açıklamaları tam da bu sorulara ışık tutuyor.
Kireçlenme nedir?
Kireçlenme, eklem yüzeyinde yer alan kıkırdak dokusunun yıpranmasıyla başlar. Doğal bir yastık görevi gören bu kıkırdak zarar gördüğünde, kemikler sürtünür hale gelir ve bu da hareket kısıtlılığına, şişliğe ve ağrıya neden olur. Genellikle yaşlanmayla ilişkilendirilse de, gençlerde de bazı durumlarda kireçlenme görülebilir:
Travmalar ve Spor Yaralanmaları: Aktif bir yaşam sürerken yanlış hareketler eklem yapısını zedeler.
Hareketsizlik ve Fazla Kilo: Modern şehir hayatının en büyük hediyesi olan hareketsizlik ve kilo sorunları, eklemlere yük bindirerek erken bozulmaya neden olur.
Genetik Faktörler: Eğer ailenizde kireçlenme öyküsü varsa risk grubundasınız demektir.
Belirtiler, genellikle eklemlerin sabahları tutuk olması, ağrı, hareket kısıtlılığı ve ekleminizi bükmede zorluk şeklinde ortaya çıkar.
Erken müdahale önemli
Kireçlenme tamamen ortadan kaldırılabilir bir hastalık değil. Ancak doğru tedaviyle yavaşlatılabilir ve belirtiler hafifletilebilir. Dr. Özdemir, tedavi yöntemlerini hafif vakalarda ameliyatsız, ileri vakalarda ise cerrahi müdahaleler olarak ikiye ayırıyor.
Hafif Düzeyde: İlk adım, eklemlere binen yükü hafifletmektir. Kilo vermek, düzenli egzersiz yapmak ve kas gücünü desteklemek, bu süreçte kritik öneme sahiptir. Fizik tedavi de sıklıkla önerilen bir yöntemdir.
Biyorejeneratif Yöntemler: Son yıllarda hiyalüronik asit enjeksiyonu, PRP ve kök hücre tedavisi gibi modern uygulamalar dikkat çekiyor. Bunların amacı eklemin kendini daha hızlı onarmasını sağlamaktır.
İleri Düzeyde: Eğer eklemler ciddi anlamda zarar görmüşse, protez ameliyatları kaçınılmaz hale gelebilir. Ancak bu operasyon, kişiye yaşam kalitesini geri kazandırmakta oldukça başarılı bir seçenektir.
Bugün hareket edebiliyor olmanın, gelecekte de aynı kolaylıkla devam edeceğinin garantisi yok. Ama bir şey kesin: Genç yaşta alınan önlemler, sağlıklı bir yaşlılık geçirmenin anahtarıdır. Eklemlerimiz bizim sessiz kahramanlarımız, onları korumayı ihmal etmeyelim. Unutmayın, hareket hayatın kendisidir.