Dünyanın en zor analizi,
 sanırım insanları tanımaktır.
İnsan öyle bir varlıktır ki!
Çeşitlerinin sonu gelmemektedir.
Say say bitmez...
  Evet,o kadar çeşitli yüzleri var ki...
Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi;
"İkiyüzlüleri sever hale geldim. 
Çünkü, yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım." 
Yüzyılın en vahim hastalığı kişilik bozukluklarının sürekli çoğalmasıdır.
  Nedir bu kişilik bozukluğu,
Yada iki yüzlü denilen hastalık...!
Mürai(iki yüzlü) insanlar!!!
Bu hastalıkların oluşumdaki faktörlerin başındaki ilk sırayı;
-   Çocuklukta oluşan ve yerleşen mizaç unsurları
-   Merkezi sinir sistemi bozuklukları
-   Anne ve babanın çocuk yetiştirirken sergiledikleri tutum...
Bu ilk üç faktörü inceleyecek olursak,ailenin ve çevrenin etkenliği göze batmaktadır.
  Demek ki,bir çocuğu dünyaya getirmek marifet değilmiş.
   Çocuğun ilk üç yılı kişilik oluşumda fazlaca rol oynamaktadır.
 Toplumun en büyük hatalarından biri ise"çocuktur,ne anlar,bilmez.."denilmektedir.
Oysa ki Yaradan,her insanı 
güzel bir fıtrat üzere dünyaya getirmiştir.
Fıtrat¸ insanın irade hürriyetine dönük özgürlük yetisini içerir. İnsan¸ temiz yaratılmış ancak hem iyi¸ hem kötü davranışlar yapabilecek kapasitededir. 
Bu eğilim,işvelsellik kazanacağı halde,etkin bir hale de gelmeye bilir.
Fıtrat,davranışlar üzerinde zorlayıcı değildir.Lakın çevrenin etkisiyle irade olarak iyiye ve doğruya yönelme etkisini göstermektedir.
  Kendine güvenmesi ve güçlü bir yaşama yürümesi için,evlatlarımıza ilk olarak güven duygusunu yerleştirmeliyiz.
Güven en güçlü duygudur.
Güven;korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu.
Ve ardından sorumluluk duygusu dur.
Sorumluluk:bir kimsenin üstüne aldığı, yapmak zorunda bulunduğu ya da yaptığı bir iş için gerektiğinde hesap verme durumu.
Güvenilen ve sorumluluk sahibisi olan çocuk,yaşam yolunda bu duygular ile güçlü bir kişilik sahibi olarak topluma yararlı bir ferd olarak var olur.
Tam tersi olan çocuklar da ilerki yaşlarında sürekli yalana baş vuran,
Çıkarlar üstüne yaşamayı kendine bir görev bilen...,toplum için zararlı bir kişi olarak yer alır.
Aslında en büyük zararı kendine ve yakınlarına verir.
Bu kişiler,hiç bir zaman da
Kendilerinde kişilik bozukluğu olduğunu anlamaz ve tedavi olmak istemezler.
En vahim olanı da çevresindeki en yakın kişiyi sürekli kullanmalarıdır.