Zamanın birinde öyle bir arkadaşlığa tanık olmuştum ki birbirine bağlı,aynı düşünen,aynı konuşan,aynı anlayan,aynı hisseden bu üç arkadaşın hikayesinden bahsetmemek olmazdı.

Baharın yeni geldiği güneşin sarı rengini tüm parlaklığıyla yüzünü gösterdiği,ağaçların hafif rüzgardan raks ettiği,kalabalığın içinde yalnızlığın kendini görünmez kıldığı bir günde tanışmıştık onlarla.İsimleri de sırayla Saygı,Sevgi,Sadakat idi.Birbirlerine nasıl da bağlı beraber hareket ediyorlardı,böyle bir arkadaşlığı daha önce görmemiştim. Saygı sevgiyi büyütüyor sevgi de sadakati besliyordu. Birden bire saygının ayağı taşa takıldı,sevgi yere düşmeden kaldırdı,sadakat ise aynı yerinde kaldı.Aradan biraz daha zaman geçti ve akşam güneş batmaya yakın daha da ışığını saçarken saygının bu sefer tansiyonu düştü sevgi ise yorgun bir halde tam düşmeden yetişebildi sadakat bu sefer biraz uzaklaştı.Saygının başına böyle işler daha önce gelmemişti sevgi ve sadakat aralarında konuşup bu durumu şaşkın bir ifadeyle izliyorlardı.Acaba saygı artık hastalanmış mıydı? Ve akşam oldu hava kapandı yeri göğü inleten bir gök gürültüsü ardından da şimşekler çakıyordu..

Aman allahım! Bir yıldırım düştü,saygının üzerine düştü,bu kaçıncı aksilikti..sevgi neden koruyamadı bu sefer peki sadakat neden hiç kımıldamadı? Çünkü artık saygı ölmüştü.. Sevgi mi? o da bir mucize eseri yaşıyor.Peki sadakat? Onun da bir ayağı çukurda zaten..

Yıllar sonra ölen saygıyı gördüm hemde bir misafir evinde kahve içerken tanıştık Ali Amca ile sevgi de ordaydı ayşe teyze kahveyi bol köpüklü de yapmış sadakatı anlatmaya zaten gerek yok o meğer hep varmış.İsterseniz nasıl gördüğümü anlatayım size hadi başla Ayşe Teyze anlatmaya;

Ali amcanla yeni evliydik erken yaşlarda evlendik.Ali amcan akşam patates alıp geldi eve bende patates yemeği yaptım.Ertesi gün bir kez daha patates aldı yine aynı yemeği yaptım.Ertesi günün bir önceki günden farkı yoktu dedim ki içimden heralde parası yok cebinde hiç ses etmedim ve 3 hafta eve her gün patatesle geldi ve artık bir şey sormam gerektiğini hissettim ancak onu kırmadan nasıl soracaktım?

Ayşe Teyze:Ali senin gittiğin Pazar ufak bir yer mi patatesten başka bir şey yok mu?

Ali Amca:Sen başka bir yemek yapmayı biliyor musun ki?

Meğer Ali Amca ayşe teyzeyi ilk gün patates yemeği yaparken görmüş ve saygısından onu mahçup etmemek için başka bir yemeği belki yapamaz diye her gün eve patates yemeği almış..Ayşe teyze de ne yapsın? Ali amcanın parası olmadığını düşünmüş ve sorduğu soru ne kadar naif belli ki utandırmak istemiyim demiş,gittiğin Pazar küçük Pazar mı Ali,patatesten başka bir şey yok mu?

İşte yıllar sonra ben bu üç arkadaşı yine bir arada gördüm ne yıldırımlar ne hastalıklar yıkamamış saygıyı,kalbi kırık da olsa yıpranmış da olsa,kavga da etseler,soğan da yeseler,acı da çekseler,aç da kalsalar,saygı hala aynı saygı sevgi hep artmış sadakat zaten uçmuş..

HEM SAĞLICAKLA KALIN HEM SAYGI İLE..