Uzay yürüyüşü tarihine geçen bir başarı daha: Çinli astronotlar Cai Xuzhe ve Song Lingdong, Tiangong’un uzay istasyonunda gerçekleştirdiği dokuz saatlik uzay yürüyüşüyle yeni bir rekor kırdı. Bu başarı, sadece Çin'in uzay programı için değil, aynı zamanda insanlığın uzayda gerçekleştirdiği önemli adımlardan biri olarak tarihe geçti. 34 yaşındaki Song Lingdong, Çin'in uzay yürüyüşü yapan en genç astronotu ünvanını aldı. Bu başarı, Çin'in uzay çalışmalarındaki kararlılığını ve ilerlemesini bir kez daha gözler önüne serdi.

Çin’in İnsanlı Uzay Mühendisliği Ofisi (CMSEO) tarafından yapılan açıklamaya göre, Shenzhou-19 görevinin bir parçası olan Cai Xuzhe ve Song Lingdong, 16 Aralık Pazartesi gecesinden 17 Aralık Salı sabahına kadar Tiangong Uzay İstasyonu’nun dışında dokuz saatten fazla süren bir uzay yürüyüşü gerçekleştirdi. Bu süre, tek bir ekstravehiküler aktivite (EVA) için yeni bir rekor olarak kaydedildi. Önceki rekor, Mart 2001'de NASA astronotları James Voss ve Susan Helms tarafından Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirilen sekiz saat 56 dakikalık uzay yürüyüşüydü. Çinli astronotlar, bu süreyi 10 dakika farkla geride bırakarak tarihî bir başarıya imza attı.

Uzay yürüyüşü sırasında Cai ve Song, Tiangong’da kalan mürettebat, arkadaşları Wang Haoze ile yakın şekilde çalışarak bir dizi kritik görevi yerine getirdi. Robotik kolun ve yer bilimsel araştırmacılarının desteğiyle uzay istasyonunun uzay enkazı koruma cihazını kurup araç dışı ekipman ve tesislerin incelenmesini ve bertaraf edilmesini gerçekleştirdiler. Bu görevlerin yanı sıra uzay istasyonunun gelecekteki operasyonel güvenliği ve bilimsel araştırmalar için gerekli olan altyapısını güçlendirdiler.

34 yaşındaki Song Lingdong, Çin'in uzay yürüyüşü yapan en genç astronotu oldu. 1990’larda doğan Song, uzayda faaliyet gerçekleştiren ilk astronot olarak Çin uzay programında önemli bir yer edindi. Bu genç yaşta elde ettiği başarı, hem Çin'in genç nesillere yaptığı yatırımların bir sonucu olarak hem de gelecekteki uzay misyonları için ilham kaynağı olarak değerlendirilebilir.

Çin, son yıllarda uzay araştırmalarına yaptığı yatırımlarla dikkati çekiyor. Tiangong projesi, Mars’a gönderilen Zhurong rover’ı ve Ay’a yönelik Chang’e misyonları, Çin’in bu alandaki hedeflerini açıkça ortaya koyuyor. Çin, sadece bir uzay gücü olmakla kalmayıp aynı zamanda uluslararası uzay araştırmalarında öncü bir rol üstlenmeyi amaçlıyor.

Çin’in uzay programı, ABD ve Rusya ile kıyaslandığında daha genç bir geçmişe sahip olsa da hızlı bir ilerleme kaydediyor. Uzay yürüyüşü rekoru, bu ilerlemenin bir göstergesi. Ayrıca, Çin'in uzaydaki varlığını artırması, uluslararası iş birliği ve rekabet açısından da yeni fırsatlar ve zorluklar yaratıyor.

Çin’in elde ettiği bu başarılar, diğer ülkeler için de ilham kaynağı olabilir. Türkiye de son yıllarda uzay araştırmalarına yönelik önemli adımlar atıyor. Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından açıklanan "Millî Uzay Programı", Türkiye'nin uzay çalışmalarındaki vizyonunu ortaya koyuyor. Ay'a sert iniş hedefi, yerli uydu projeleri ve uzayda kalıcı bir varlık oluşturma çabaları, Türkiye'nin bu alandaki kararlılığını gösteriyor.

Peki, Türkiye olarak uzaya çıkabilir miyiz? Bu sorunun cevabı, hem teknik kapasitemize hem de stratejik vizyonumuza bağlı. Çin’in başarısı, uzun vadeli bir planlama ve kararlılığın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye de benzer bir vizyon ve kararlılıkla kendi uzay yürüyüşü rekorunu kıracak bir gelecek inşa edebilir mi? Bu, hep birlikte yanıt aramamız gereken bir soru. Sizce Türkiye olarak uzaya çıkabilir miyiz