Teknolojinin sürekli ilerleyişine tanık olduğumuz bu çağda, yapay zekâ (YZ) modelleri hayatımızın her alanında büyük bir etki yaratıyor. Ancak son yapılan bir araştırma, YZ teknolojilerinin düşündüğümüz kadar kusursuz olmadığını, hatta bazı bilişsel alanlarda oldukça zayıf performans sergilediğini ortaya koydu. Montreal Bilişsel Değerlendirme Testi (MoCA) ile yapılan bu çalışma, yapay zekânın insan benzeri bilişsel yetilerini değerlendirmeye yönelik önemli bir adım oldu. Peki, sonuçlar neyi gösteriyor?

MoCA testi, bilişsel bozuklukları tespit etmek amacıyla geliştirilen; dikkat, hafıza, dil, görsel-uzamsal beceriler ve yürütücü işlevleri ölçen bir testtir. Bu test, özellikle Alzheimer gibi erken bunama belirtilerini saptamak için kullanılır. İlk defa insanlar yerine yapay zekâ modellerine uygulanan test, YZ teknolojilerinin bilişsel yetkinliklerini incelemek için bir dönüm noktası niteliğinde.

Yapay zekânın bilişsel yeteneklerini değerlendirirken insan zekâsıyla kıyaslamak kaçınılmaz. İnsanlar, bilişsel esneklikleri, duygusal zekâları ve sezgisel karar verme yetenekleriyle YZ'den ayrışır. MoCA testi, YZ'nin insanlar gibi düşünme kapasitesine ne kadar yakın olduğunu ölçmek için önemli bir araç. Ancak testin sonuçları, YZ'nin "insan benzeri zekâya" ulaşma yolunda hâlâ katetmesi gereken uzun bir mesafe olduğunu gösteriyor.

Yapay zekânın tıp alanında kullanılması son yıllarda büyük bir heyecan yaratmıştı. Daha önce yapılan çalışmalar, tıbbi teşhislerde başarılı olduğunu ortaya koysa da bu yeni araştırma, YZ’nin bilişsel bozukluklar gibi insan benzeri zaaflarının derinlemesine incelenmesi gerektiğini vurguluyor.

MoCA testindeki başarısızlıklar, yapay zekânın, doktorların yerini alabileceği düşüncesine gölge düşürdü. Özellikle nörolojik hastalıkların teşhisinde, yapay zekânın sadece destekleyici bir araç olarak kullanılması gerektiği bir kez daha ortaya çıktı.

Gemini 1.0, MoCA testinde en düşük performansı sergileyen model oldu. Bunun nedenleri arasında, modelin daha az eğitim verisiyle geliştirilmiş olması ve dil işleme yeteneklerinin sınırlı kalması gösterilebilir. Ayrıca, gecikmeli hatırlama gibi görevlerde başarısız olması, modelin uzun süreli bilgi saklama ve geri çağırma yeteneklerinde ciddi eksiklikler olduğunu ortaya koyuyor.

Yapay zekânın bilişsel yeteneklerini artırmaya yönelik çalışmalar hızla devam ediyor. Ancak bu süreçte, YZ'nin sınırlamalarını kabul ederek insan zekâsıyla ortak bir şekilde çalışacak sistemlerin geliştirilmesi gerekiyor. Tıp, eğitim ve diğer kritik alanlarda, yapay zekânın destekleyici bir rol üstlenmesi gerektiği açıkça görülüyor.

Bu noktada, insan faktörünü göz ardı etmeden, yapay zekânın güçlü yönlerinden faydalanarak daha güvenli ve etkili uygulamalar geliştirmek mümkün. Teknolojinin sınırlarını anlamak ve bu sınırları aşmak için bilim insanlarının gösterdiği çaba insanlık adına umut verici bir gelecek vadediyor.

MoCA testiyle yapılan söz konusu araştırma, yapay zekânın yalnızca bir araç olduğunu ve insan zekâsıyla bire bir kıyaslanamayacağını bir kez daha gözler önüne serdi. Yapay zekâ, güçlü yönleriyle birçok alanda hayatımızı kolaylaştırabilir ancak zayıf yönleriyle de dikkatli bir şekilde ele alınması gereken bir teknoloji olarak karşımızda duruyor.

Gelecekte, yapay zekânın bilişsel yeteneklerini geliştirmek için daha fazla yatırım yapılması ve bu alandaki çalışmaların etik bir çerçevede sürdürülmesi büyük önem taşıyor. İnsan zekâsının eşsiz doğası, yapay zekânın sınırlarını anlamamıza ışık tutmaya devam edecek.