Yakamoz; bazen o kadar yoğun bir şekilde meydana çıkar ki, deniz adeta süt rengini alır. Bembeyaz bir ışıltı her tarafı kaplar. Öyle olmuştur ki, gemilerde vardiya tutan denizciler bu yoğun ışıltılardan dolayı korkudan içeriye yani dümen evine kaçtığı görülmüştür.

Bir defasında Hürmüz Boğazında bu muhteşem yakamoz olayına rastlamıştım. Yarım saat boyunca gemimizin etrafı deniz canlılarının fosfor ışımaları ile dolmuştu. İkinci kaptanı köprüüstüne çağırmış bu olayı göstermiştim.

İkinci kaptan önce gözlerine inanamadı. Gözlüğünün camlarını silip bir daha baktı. Evet, deniz açık yeşil renkli ve hareket eden ışıklarla dolu bir şölen meydanı gibiydi. Bunun yakamoz olduğunu ispatlamak için iskele taraftaki ışıldağı yaktım. Birden iskele taraftaki bu ışıklar kayboldu. Beraberce sancak tarafa gittik. Işık bu tarafı etkilemediği için denizin ışıltıları aynen devam ediyordu.

İşte körfeze akan nehirlerin getirdiği tatlı suların okyanus suyu ile birleştiği Hürmüz Boğazında; bu inanılması güç olan ışık gösterisini görmüş olduk.

Aslında her denizde bu denli yoğun olmasa da gemi hareket halinde iken sancak ve iskele tarafta yakamoz meydana gelir. Çünkü geminin hareketi nedeni ile tek hücreli canlılara çarparak meydana gelen tek hücreli canlıların tepkileri bu şekildedir. Adeta “burada canlılar yaşıyor” mesajı vermektedirler. Denizlerin aynı karadaki toprakta olduğu gibi canlılar ile dolu olduğunu gösterir.

Bu mikroskobik canlılar; gözle görülmeseler de ortaya çıkardıkları yakamoz ışıltıları ile denizlerin canlılarla kaynadığını fark etmemize yol açarlar. Denizcilere; yalnız olmadıklarını balıklardan başka daha nice canlı ile birlikte ve iç içe olduğumuzu gösterirler.

Kısaca denizler, Allah’ın kudretini anlamak için bir tefekkür ve düşünme fırsatı sunmaktadır. Birçok ihtişam ve güzelliğin bulunduğu denizler; aynı zamanda türlü türlü cinsten ve çok farklı büyüklükteki canlılarla dolu olduğunu bu şekilde anlamamıza yol açar.

İşlerin yoğunluğundan kurtularak bu güzellikleri görmeye çalışmak gerekiyor. Eğer birisi çıkıp; “Ben denizde veya sahil kenarında yaşamadığım için böyle bir fırsatı görme imkânım yok” der ise, şunu hatırlatabiliriz:

Denizlere çoğu zaman rengini veren gökyüzüne bakarak da bu tefekkürü yapabiliriz. Gece bir başka, gündüz bir başka güzel olan gökyüzünü görmek için sahil kenarlarına gitmeye gerek yoktur. Sadece kalbimizin gözünü açmak yeterlidir. Allah’ı düşünüp tefekkür ederek dünyanın gelip geçici olduğunu anlayıp bu dünyaya imtihan olmak için gönderilen değerli bir misafir olduğumuzu anlayabiliriz, vesselam…