Cumhuriyetimizin 100. yılını coşkuyla kutladığımız bu özel dönemde, sizlere Türkiye'nin gurur kaynağı projelerinden biri olan TOGG'dan bahsetmek istiyorum. Atatürk'ün "Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak" vizyonu doğrultusunda, yepyeni bir yüzyıla adım attığımız şu günlerde, sadece otomotiv sektöründe değil, birçok alanda Türkiye'nin ne denli büyük başarılara imza attığını görmek hepimizi gururlandırıyor.
TOGG, Türkiye'nin otomotiv sektöründeki gurur kaynağı. Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen Türkiye Fuarı'nda sergilenen bu tamamen elektrikli otomobil, sadece bir taşıt olmanın ötesinde, Türkiye'nin geleceğe dair hayallerini ve hedeflerini temsil ediyor. Atatürk'ün izinden giderek, bilim ve teknolojiye verdiğimiz önemle, TOGG gibi gurur verici projeleri hayata geçiriyoruz.
Fuarın açılış günü, Türk bayrakları ve Anadolu'nun yöresel halk oyunları ile renkleniyor. Ziyaretçiler arasında hem Fransızlar hem de Türkler var. Herkesin yüzünde bir gurur, bir heyecan var. Çünkü orada sergilenen TOGG, Cumhuriyetimizin 100. yılında dünya sahnesine çıkan bir yıldız gibi parlıyor.
TOGG, çevre dostu yapısıyla sürdürülebilir bir geleceğe olan bağlılığımızı gösteriyor. Ancak sadece otomotivde değil, inovasyon, Ar-Ge, bilim ve teknoloji yatırımları ile Türkiye'nin dünyanın en önemli teknoloji üssü olma potansiyeli var. Örneğin, yarı iletken ve çip teknolojileri gibi stratejik sektörlere yapılacak yatırımlar, ülkemizi daha da ileriye taşıyabilir.
TOGG'un yanı sıra, Türkiye'nin uzay ajansı tarafından yürütülen projeler, yerli yazılım geliştirme çalışmaları ve savunma sanayiindeki yerli üretimler, Türkiye'nin yeni yüzyılda nasıl bir atılım içinde olduğunu gösteriyor. Bu projeler, Türkiye'nin sadece kendi sınırları içinde değil, dünya genelinde de bir marka olma yolunda ilerlediğini kanıtlıyor.
Yapay zeka teknolojileri, geleceğin dünyasında belirleyici bir rol oynayacak. Bu nedenle, TOGG gibi projelerin yanı sıra yapay zeka alanında da ciddi yatırımlar yapmamız gerekiyor. Yapay zeka, sadece otomotiv sektörünü değil, sağlık, eğitim, tarım gibi birçok alanı kökten değiştirecek potansiyele sahip. Türkiye'nin bu alanda da adımlar atması, uluslararası rekabette daha güçlü bir konuma gelmemizi sağlayacaktır.
TOGG ve diğer başarılı projelerimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında hepimizin yüzünü güldürüyor ve gururlandırıyor. Yeni yüzyılda Türkiye, sadece otomotivde değil, her alanda parlayan bir yıldız olmaya devam edecek. İlerleyen yıllarda daha nice başarılara hep birlikte tanıklık edeceğimize olan inancımız tam. Yapay zeka ve teknoloji yatırımlarımızla, Atatürk'ün çizdiği yolda, muasır medeniyetler seviyesinin de ötesine geçeceğimize olan inancımız tam.
Elbette, bu hedeflere ulaşabilmek için gençlerimizin ve bilim insanlarımızın önündeki engelleri kaldırmak ve onlara daha fazla olanak tanımak zorundayız. Ülkemizin her bir değere, bilgiye ve kalifiye insan gücüne ihtiyacı var. Özellikle bilimin her alanında gençlerimizin önlerini açmalı, onların düşlerini gerçekleştirebilmeleri için gerekli destek ve teşvikleri sağlamalıyız. Gençlerimiz, yurt dışına gitmek yerine kendi ülkelerinde de aynı olanaklara sahip olabilmeli ve bilim dünyasına katkıda bulunabilmelidir. Bu, sadece gençlerimizin değil, ülkemizin de geleceği için son derece kritik bir öneme sahiptir. Bilim ve teknoloji alanında yetişen genç beyinler, ülkemizi daha ileriye taşıyacak olan enerji ve vizyona sahiptir. Dolayısıyla, devletin ve özel sektörün, gençlerimizin ve bilim insanlarımızın önünü açacak politikaları hayata geçirmesi, onlara daha fazla burs, araştırma ve geliştirme olanakları sunması gerekmektedir. Bu ülkenin her bir değere ve bilgiye ihtiyacı var ve bu, ancak gençlerimize ve bilim insanlarımıza yatırım yaparak gerçekleştirilebilir.
sadece bilim ve teknoloji alanlarındaki atılımlar değil, sanat ve sanatçıya yapılan destek ve yatırımlar da ülkemizin gelişimini destekleyecektir. Sanat, toplumun duygu, düşünce ve kültürünü yansıtan, bireylerin yaratıcılıklarını ifade etmelerine olanak tanıyan önemli bir unsurdur. Sanatçılar, toplumun aynasıdır ve onlara yapılan yatırım, aslında toplumun kendisine yapılan bir yatırımdır.
Devlet demek, millet, toprak, özgürlük ve hukuk demektir. Ancak bu değerlere sahip çıkarak, onları koruyarak ve geliştirerek ilerleyebiliriz. Sanatın ve bilimin desteklenmesi, bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi anlamına gelir. Sanat, bilim ve teknoloji birbirini tamamlayan unsurlardır. Sanat, bilimi beslerken; bilim ve teknoloji de sanatın gelişimine katkı sağlar. Bu nedenle, sanat ve sanatçıya yapılan destek ve yatırımlar, tüm bu teknoloji ve bilim atılımlarını destekleyecek, toplumun kültürel ve entelektüel birikimini artıracaktır.
Ülkemizin ilerlemesi ve muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması, sadece teknolojik ve bilimsel gelişmelerle değil, aynı zamanda sanat ve kültür alanındaki yatırımlarla da mümkündür. Bu nedenle, devletin ve özel sektörün, sanat ve sanatçıya destek ve yatırım yapması, ülkemizin geleceğini şekillendirecek olan önemli bir adımdır.