2025 yılına girerken dünya sahnesinde jeopolitik dengeler hızla değişmeye devam ediyor. ABD, Çin ve Avrupa Birliği arasındaki güç mücadelesi, sadece ekonomi ve ticaret alanında değil, aynı zamanda askerî ve siyasi alanlarda da büyük bir rekabete sahne oluyor. 2020’lerin başından itibaren şekillenmeye başlayan bu yeni dünya düzeni, 2025 itibarıyla daha da netleşmeye başladı.
Öncelikle, ABD ve Çin arasındaki mücadele, küresel politikanın en belirleyici unsurlarından biri olmaya devam ediyor. ABD, özellikle Asya-Pasifik bölgesinde Çin’in artan etkisini dengelemek için yeni ittifaklar kurmaya çalışıyor. Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Avustralya gibi ülkelerle ortak askerî ve ekonomik projeler geliştirerek Çin’in bölgedeki gücünü sınırlandırmaya çalışıyor. Özellikle Tayvan üzerindeki gerilim, 2025’in en kritik jeopolitik meselelerinden biri olarak öne çıkıyor.
Çin ise “Kuşak ve Yol Projesi” ile küresel ekonomik nüfuzunu artırmaya devam ediyor. Afrika, Latin Amerika ve Asya’daki yatırımlarıyla yeni pazarlar oluşturmayı hedefleyen Çin, aynı zamanda Rusya ile olan stratejik işbirliğini de derinleştiriyor. ABD’nin Çin’e yönelik teknoloji ambargoları, yapay zekâ ve çip sektöründe Çin’i zor durumda bırakırken, Çin’in yerli üretime ağırlık vermesi bekleniyor.
Avrupa Birliği ise küresel güç mücadelesinde bağımsız bir yol izlemeye çalışıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileri hâlen devam ederken, Avrupa kendi savunma sanayisini güçlendirme yolunda adımlar atıyor. Almanya ve Fransa, ABD’ye olan askerî bağımlılığı azaltarak kendi savunma stratejilerini geliştirmek istiyor. Öte yandan, Avrupa Birliği içinde ekonomik farklılıklar ve siyasi bölünmeler de 2025’te ön plana çıkabilir.
Bununla birlikte, Orta Doğu ve Afrika’daki gelişmeler de küresel dengeleri doğrudan etkiliyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin ve Rusya ile ekonomik ilişkilerini artırması, ABD’nin Orta Doğu’daki etkisini azaltabilir. İran’ın nükleer programı konusundaki belirsizlikler ve İsrail-Filistin meselesi, 2025’in en sıcak gündem maddelerinden biri olmaya devam edecek.
Öte yandan, yapay zekâ, siber güvenlik ve uzay teknolojileri alanında da büyük bir rekabet söz konusu. 2025 yılında ABD, Çin ve Avrupa, uzay araştırmalarını hızlandırarak Mars’a insan gönderme projelerine ağırlık verecek. Yapay zekâ ve çip üretimi konusunda Çin’in ABD’yi yakalaması beklenirken, Avrupa Birliği’nin bu yarışta nasıl bir rol oynayacağı merak konusu.
2025 yılı küresel siyasette büyük güçlerin birbirine karşı stratejik hamlelerini sıklaştırdığı bir yıl olacak. ABD ve Çin arasındaki rekabet, Avrupa Birliği’nin denge politikaları ve Orta Doğu’daki gelişmeler, küresel politikayı şekillendiren en önemli unsurlar olacak. Dünya sahnesinde yeni ittifaklar kurulurken, küresel aktörlerin nasıl bir yol izleyeceği, önümüzdeki yılların dünya düzenini belirleyecek.