Dün AK Parti’nin sekizinci olağan kongresi yapıldı.
AK Parti uzun zamandır iktidarda olmasına rağmen teşkilatlarını sürekli diri tutabilen ve kendisini sürekli yenileyen bir parti olarak öne çıkıyor.
AK Parti’nin bu kongresine damga vuran olay ise İYİ Parti’den geçen milletvekilleri ve Gelecek Partisi’nden geçen Serap Yazıcı gibi isimlerin MKYK’da yer bulması idi.
İYİ Parti’den geçen Kürşad Zorlu, Türk Dünyası ile ilgili ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak MYK’da da kendisine yer buldu.
Serap Yazıcı daha önceki dönemlerde de Anayasa çalışmaları içerisinde yer almış bir hukukçu. En çok eleştiri de sanırım Serap Hanım’a geldi.
Bu kongrenin öncelikli olarak sivil anayasa ve terörsüz Türkiye'ye hazırlık yapan bir kongre olduğunu söyleyebiliriz
Neden?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terörle siyaset, terörle demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için 'ya terör ya demokrasi' diyoruz, 'ya silah ya sivil siyaset' diyoruz. Yeni bir dünya kurulurken terör belası başta olmak üzere Türkiye'nin, safralarından kurtulması gerekiyor." dedi.
Buradan da anlıyoruz ki öncelikli olarak terörsüz Türkiye birinci gündem maddesi olacak. Terörsüz Türkiye konusunda net bir tavır ortaya konulacak. Bunun sebebi de MKYK da yer alan isimlerdir.
Yine benzer şekilde Kürt kimliğiyle öne çıkan siyasetçilerin listede pek olmadığını gördük. Ben bunun sebebinin, yakın zaman önce Diyarbakır'da bazı AK Partili siyasetçilerin HÜDA PAR ile yaptıkları toplantıdan kaynaklandığını düşünüyorum. Nitekim bu toplantıda Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Başkanı olan Mehmet Uçum’u da hedef almışlardı.
Sonuç olarak; terörsüz Türkiye meselesi bir önceki çözüm süreciyle kesinlikle karıştırılmaması gereken bir meseledir.
Hem Cumhur İttifakı'nın Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli tarafından söylendiği gibi hem de Cumhurbaşkanımız tarafından söylendiği gibi; teröristler ya silahlarını gömecekler ya da silahlarıyla birlikte gömüleceklerdir. Kesin ve net olan budur.
Yine Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘ötekisi olmayan’ bir Türkiye vurgusu vardı, bu vurgunun da anayasa hazırlıkları çerçevesinde kendisini hissettirmesini bekliyorum. Yine Alevilerle ilgili en çok çalışmayı kendilerinin yaptığını söylemesi, taleplerin karşılandığını söylemesi de önemli bir vurgu olarak değerlendirilebilir.
AK Parti, genel merkezindeki değişimi yaptı. Büyük bir değişim değildi, kısmi bir değişimdi ama önemli isimler Hamza Dağ, Erkan Kandemir ve Fatih Şahin gibi isimler MYK da yer bulamadı. Bu isimler Kabine’de yer bulabilir mi? Ben düşük bir ihtimal olarak değerlendiriyorum ama tamamen ihtimal dışı da değil.
Bundan sonraki süreçte gözler Kabine’deki revizyonda olacak ve kuvvetle muhtemel, Kabine’deki revizyon da çok fazla ismi kapsamayacak; en fazla 5-6 bakan değişikliğiyle neticelenecektir.