CHP’nin kurucusu olan özellikle gizli Yahudiler, kısmen dahi ayakta kalmış olan Türklerdeki ata-dede kültünü bir ideoloji hatta din haline getirmeye çalışmışlardır. İşte “ataizm” inancı bu sayede 2019 yılına kadar ulaşabilmiştir.

Bu konuda CHP liderlerinin dilinden düşürmedikleri şu söz çok anlamlıdır. “Bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz”.

Dogmaları reddettiğini söylerken dahi eşine az rastlanır bir dogma ile karşılaşan bahtsız dedelerimiz ne yazık ki hala Şeytana maskara olduğumuzun farkına varabilmiş değildir. Zira Anayasamız, İslam dininin emir ve yasaklarından tamamen ayıklanırken bu sefer şahısları referans göstermek sureti ile tam da dogma ismine yakışır bir şekil almıştır.

Bu dogma ve ataizm konusunda dünyada eşine az rastlanır bir durumla karşı karşıya kaldığımız acı bir gerçektir. Zira anayasalar ile ilgili olarak yapılan bir akademik çalışmada; tam 8 ülke anayasasında şahıslara referans verildiği görülmüştür. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, bu 8 ülke arasında da dahi dikkat çekici bir şekilde ayrılmıştır. Tam 17 defa bir şahsa referans verilerek dünyada emsali olmayan bir anayasa yazılmıştır.

Yine dünyada eşine rastlanmayan bir biçimde faşist metinler; 1982 anayasasında yer almaktadır. Bu güne kadar bir çok defa Anayasa da değişiklik yapılsa da 4. maddedeki değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez, madde gereğince bu darbeci askerlerin icadı metinler bir türlü kaldırılamamıştır.

Ateizm, Allah’ı kabul etmeyen bir inanç sistemi olduğu için bu da bir dindir, yani dinsizlik dinidir. Allah’ı kabul etmeyen kimseler yukarıda değindiğimiz üzere genellikle insanları putlaştırmakta ve bunu çeşitli ritüeller ile göstermektedir. Türkiye’de bu kült, şahsın kendisi ile sınırlı kalmamakta tecavüzkar bir şekilde herkesin bu ritüellere uyması da istenmektedir.

İşte her 10 Kasım günü otoyollarda dahi durarak ciddi zincirleme kazalara yol açan bu dünyada emsali olmayan kültler; bu coğrafyada hala hayat bulabilmektedir. İşin daha da ilginç olan tarafı; ateist olduğunu defalarca deklere etmiş bir siyasi lidere sevgi göstermesi gerektiği vurgulanarak bunu yapmayanları cezalandırmak isteyenlere dahi rastlayabiliyoruz.

Bu ilkel ve acı verici durum 21. Yüzyılın ilk çeyreğini bitirmekte olduğumuz 2019 yılında dahi vuku bulmaktadır. Bu ateist yaklaşım; eski adetlerimizden kalan dedelere, atalara tapma geleneğine paralel olarak; ataist bir sürece dönüşmüştür.

Bu noktada siyasetçilerin din ve vicdan özgürlüğü konusundaki anlayıştan yoksun olması çok önemli bir sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette bu Şeytana maskara olmayı gösteren çirkin ve tehlikeli ritüellerin bu güne ulaşmasında akademisyen ve yazarların da payını unutmamak gerekir, vesselam...