Bugünlerde teğmenleri, dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ni konuşuyoruz. Sadece bu bile yeterince sıkıntılı bir durum.

En yalın hâliyle ne yaşandı?

30 Ağustos’ta, Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreni vardı. Tören öncesindeki günlerde mezun olmaya hazırlanan Harbiyeliler, alternatif yemin töreni yapmak istediklerini, sıralı amirlerine iletmişler. Okul yönetimi, her defasında, söz konusu metnin törende okunamayacağını kendilerine bildirmiş. Okumak istedikleri metin, Türkiye’yi karanlık ve kaotik günlerden geçiren 28 Şubat darbesiyle ilintili. Postmodern darbe günlerinde 29 Ocak 1999’da yönergeye eklenmiş, 29 Mart 2023’te yapılan değişiklikle kaldırılmış.

30 Ağustos günü resmî tören sonrasında genç teğmenlerin, kendiliğinden ve doğal olarak daha şenlikli biçimde o günün heyecanını dışa vurmaları beklenirdi; ancak öyle olmadı. Dönem birincisi teğmen, ses düzenini kullanarak arkadaşlarını yanına çağırdı, törene gelen aileleri alandan uzaklaştırdı, orada hazır bulunan basın mensuplarını davet etti ve kılıç çatarak arkadaşlarına yemin ettirdi.

Burada bir parantez açalım. Harp Okulları’nın öğrencileri, sivil üniversite öğrencileri gibi değildir. Mezun olduklarında askerlikle ilişikleri bitmiyor. Aynı çatı altında ve aynı düzen içinde, daha çok sorumluluk alacakları görevler üstleniyorlar.

Teğmenlerin resmî törende ettikleri yeminde; “kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime” ibaresi vardı. Bir anlamda üniformanın anlamı ve askerlik mesleğinin tanımıydı. Yani genç teğmenler, mesleğe henüz adım attıkları gün, az önce ettikleri yemine aykırı davranmış ve “emir komuta”nın dışına çıkmış oldular.

Üstlerine, ‘Siz izin vermeseniz de biz alternatif tören düzenleriz. Okunmasını istemediğiniz yemin metnini, basının önünde okuruz.’ tavrı sergilediler. 

Askerlik ‘emir komuta’dır

Ordudaki ast-üst ilişkisinin biçimi ve içeriği, askerliğe mahsustur. Ast, “Emret komutanım.” der. Üst, ister yaka düğmesini iliklemeyi isterse ölmeyi emreder. Emri alan asker duraksamaz, alternatif cevabı da yoktur ve “Emredersiniz komutanım.” der. 

Askerlik, “emir komuta” ilişkisidir. Asker, vatanı için savaşır. Savaşın olmadığı zamanda savaş şartlarına hazırlık yapar. Savaş, ölüm kalım aralığındadır.

Askerlikte disiplinsizliğin izahı olamaz; çünkü telafisi yoktur. Disiplinsizlik iyi niyetle de açıklanamaz. O anın coşkusuyla gerekçelendirilemez.

Türk ordusu,” emir komuta sistemi”ni en yüksek düzeye çıkaran ordudur. Çanakkale cephesinde Yarbay Mustafa Kemal’in askerlerine verdiği emri biliyoruz: “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.”

 

Konuşanların sınırı

Teğmenler, Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. İşlemler devam ederken çıkan tartışmalar üzerine TSK bir açıklama yaptı. Kısaca diyor ki: Mesele okunan metin değil, emre uyulmamasıdır. Sorgulanan, disiplinsizliktir ve bunun bir planlama sonucu gerçekleştirilmiş olmasıdır.

Bu olay üzerinden siyasi polemik çıkaranlar, “Siz, ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz.’ dediğiniz için disipline verildiniz.” diyenler teğmenlere, TSK’ya ve Türkiye’ye zarar veriyor.

TSK açıklamasında, alternatif yeminin içeriğinden hiç söz etmedi, doğrusu da bu idi. Konuyu köpürtenler, olayın apaçık disiplinsizlik olan şekliyle ilgilenmemekte ısrar ediyor.

Ünvanı ne olursa olsun, konuşanların, yazanların bir sınırı olmalı. Metnin içeriğine girmeden bir çizgi çekmeli ve TSK’nın durduğu yerde durmalılar.

Özetin özeti: Askerlik kuraldır, disiplindir, “emir komuta”dır. Sorun, motivasyonu ve içeriği ne olursa olsun, izin verilmeyenin yapılmış olmasıdır.