Yunanlılar kahpeliklerini tekrar göstererek Cumhurbaşkanını öldürmeye azmetmiş haydutları Türkiye’ye iade etmeyerek okkalı bir tokadı hak etmiş durumdadır. Eğer bu tokat vurulmaz ise yol olur hatta iki ülke arasındaki ilişkiler onarılamayacak bir seviyeye gelecektir. Türkiye’nin utangaç dış politikası Yunanistan’ı şımartmıştır. Her türlü terör örgütünü barındıran besleyip terör yapması için Türkiye’ye gönderen bu ülkenin şiddetli bir şekilde cezalandırılmaması işte günümüzdeki gibi büyük rezaletlere yol açmaktadır.
Yetmedi ABD Başkanı Trump, 7 Müslüman ülkeden gelen insanları kapı dışarı etme kararı aldı. Bu küstah ve pervasız politikalara karşı utangaç cici çocuk tutumu ile bir yere varmak mümkün değildir. ABD, terör örgütü PKK’yı en gelişmiş silahlarla desteklediği yetmiyormuş gibi FETÖ örgütünün elebaşı Feto’yu teslim etmeyerek zaten çizmeyi çok aşmıştı.
Ayasofya’nın cami olmaktan çıkarılması ABD’deki Bizans Enstitüsü (the ByzantineInstitute of America) adlı kurumun çalışmaları sayesinde olmuştur. Bu sistemli ve kasıtlı yıkım, İstanbul’un tekrar İslam başkenti olmaması için atılmış en önemli adımlardan bir tanesidir. 1931'deDumbartonOaks Alan Komitesi, o yıllardaki girişimleriyle 500 yıla yakın cami olarak kullanılan İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya’yı puthaneye çevirmeyi başarmıştır. Bu kapsamda yapılançalışmaları K. J. Conant, W. Emerson, R. L. Van Nice, P.A. Underwood, T. Whittemore, E. Hawkins, R. J. Mainstone and C. Mango gibi şahıslar yönetmiş devrin yöneticileri de bu İslam düşmanı kişilere destek olmuştur.
Ayasofya’da çalışmalarda bulunmuş diğer isimlerden, F. Dirimtekin ve A. Çakmak gibi yerli işbirlikçiler ve Kamal Atatürk de büyük gayret göstermiştir. Yaptıkları ile övünebilirler zira aradan 80 yıl geçtiği halde şanlı ecdadımıza karşı işlenen bu cinayete bütün devlet yöneticileri sessiz kalmıştır.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu konuda kendisini ısrarla bu hayırlı işi yapması için teşvik edenlere karşı kaçamak cevaplar vermek durumunda kalmıştır. “Cemaat önce Sultanahmet’i doldursun sonra bakarız” diyerek kaçamak bir cevap vermiştir. HalbukiCuma namazlarına gelenler bilir ki Sultanahmet Camii ağzına kadar dolmakta, iğne atsan yere düşecek kadar bir boşluk dahi bulunmamaktadır. Fakat bu gerçeklerden habersiz olan Erdoğan, bir kısım bürokrat ve danışmanlarının dolduruşuna gelip dolmuşuna binerek utangaç lider elbisesini giymeye devam etmektedir.
Artık yeter! Onurlu bir siyasete ve sözünün eri bir lidere çok ihtiyacımız var. Kanlı katillere ev sahipliği yapan Yunanistan’a ses çıkaramayan, ABD’nin küstah ve arsız politikalarına ve Müslümanları aşağılayan söylemlerine çıt çıkaramayan bir lider ülkemizi 2023 yılı hedeflerine taşıması söz konusu olamaz. Osmanlı’nın onurlu devlet adamlarını günümüze taşıyacak kadar mert, haysiyetli ve sağlam duruşlu karizmatik liderlere ihtiyacımız var. Demirel, Ecevit ve daha nice kaypakve omurgasız politikacılardan usandık artık. Konuştuğu zaman boş nutuk atıp hamasi söylemlerle günü idare eden, şiirler okuyan devlet adamları istemiyoruz. İslam’ın ve ülkemizin onurunu ve haysiyetini parlak bir şekilde taşıyacak hamiyetli yöneticiler istiyoruz.