Buna benzer şekilde şimdi Ayasofya için uğraş vermek gerekiyor. Çünkü hükümet bu konuda son derece çekingen davranıyor. “Dünya beşten büyüktür” diyerek âleme meydan okuyan ve kafa tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi bu konuda politik davranıyor. Devamlı topu taca atıp gerekli gayret gösterilmiyor.
Önümüzde 29 Mayıs Fetih kutlamaları var. Bakalım hangi yüzle bu kutlamaları yapacaklar. Ayasofya puthaneye çevrilmiş, Fatih Sultan Mehmet Han’ın vasiyeti ayaklar altına alınmışken hangi yüzsüz bu durumda tören yapacak; ben de merak ediyorum.
Hükümete 29 Mayıs gelince ciddi eleştiriler gelecek fakat sivil toplum kuruluşları bu konuda daha dikkatli olmalıdır. Eğer bu derece onursuz bir tören yapmayı göze alabiliyorlar ise buyursun yapsınlar. Bu imanlı ve İslam adına milyonlarca şehit vermiş vatan evlatlarının nefretine ve hakaretine uğrayacakları kesindir. Kendileri bilir…
Ayasofya varlığı bile kesin olmayan sahte bir kararname ile kapatılmıştır. M. Kamal bu fenalığı yaparken kimlere ne söz verdi bilinmez lakin 500 yıla yakın camii olarak muhafaza edilen bu eser şimdi vakfiyesindeki bedduaya rağmen kapalı tutulmaktadır.
Lozan’ın gizli maddeleri arasında Ayasofya’nın bulunması muhtemeldir. Zira İstiklal Savaşı yıllarında Ayasofya işgal kuvvetlerince kiliseye çevrilmek istenmiş buna karşılık caminin içi cephane ile doldurularak “eğer gücünüz yetiyor ise gelin yapın” denilerek başta İngilizlere gözdağı verilmişti.
Fakat hainler çoktur. Fatih’in emaneti olan bu Camiyi put haneye çevirmek olsa olsa Süfyan denilen ve Müslümanlara bir yılda vereceği zararı 300 yılda kimsenin vermemiş olduğu bu dehşetli şahısların işi olabilir.
Yeniçağ, Ayasofya’nın yeniden fethedileceği tarih ile başlayacaktır. Nasıl ki Sultan Fatih, İstanbul’u fethederek “yeniçağı” açmıştır. Malikiyet ve Serbestiyet asrı da denilen yeniçağ; Ayasofya’nın açılmasıyla başlayacaktır.
Ayasofya, Müslüman Türk halkının mukadderatına vurulan tasmanın manevi kilididir. O kilit kırılmadıkça, Asya’nın ve İslam’ın bahtı açılmaz. Ayasofya’nın açılması aynı zamanda serbestiyetin, meşveret ve şura’nın siyasi hayatımızda hakiki bir esas olmaya başlayacağı dönemin kilididir.
O kapalı olduğu sürece, Batının İslam dünyası üzerindeki baskısı devam ediyor demektir. İslam düşmanları Ayasofya’yı puthaneye çevirerek mühürledi ve bunu kırmak sadece hükümetin değil hepimizin boynuna borçtur. Çünkü milletimizin beynini, istidadını ve fikrini bulandırıp İslam ile alakalarını kesmeye çalışmışlar. Askeri darbeler hep o iradenin yansımasıdır.
Devamı nasipse yarın...