Bu dönemde Yavuz zırhlısını dahi savaşa hazır hale getirmekte zorlanmış bir bahriyemiz vardır. Yavuz-Havuz davaları sonucunda donanmamız atıl bir vaziyete getirilir. Bu nedenle başta Ege denizi ve Kıbrıs olmak üzere yüzyıllarca vatan toprağı olarak kalmış adalarımız düşmanların eline geçmiştir.

Nedense bu konuda amiral unvanını almış lakin dünyadan bihaber bahriye zabitleri tek kelime konuşmaz. Zira işin ucunda otoriter bir yönetim vardır. “Atam sen kalk ben yatam” demeden makam mevkii kazanılır mı? Sen hangi memlekette yaşıyorsun be Vehbî…

Sonra dünya sanayi ve teknolojide çağ atlamışken M. Kemal’a dalaşmanın anlamı var mı? Rakı sofralarında denizciliği konuşup irticaya sövmek dururken böyle işlere kafa yormanın alemi var mı! Ben de ne kadar abes bir soru soruyorum…

Şimdi Türkiye Uçak gemisi üretir hale geldi. Dünyanın en modern denizaltı ve savaş gemilerini üreten tersanelere sahibiz. Elbette bunlar durup dururken olmadı. 15yıldır iktidarda olan hükümetimiz sadece donanma konusunda değil milli savunma sanayinin gelişmesinde büyük rol oynadı. Dünyanın en modern gemilerini üreten ülkelerden biri haline geldik.

Yapılan icraatlar dostlara güven ve moral düşmanlara ise korku ve moral bozukluğu veriyor elbette. Fakat bir konuda büyük bir ihmal ve yanlış vardır. O husus da şudur: “Şahıslara bağlı olmamın kötülüğü” ve özellikle silahlı kuvvetlerin ideolojik yaklaşımlardan korunmasıiçin hiçbir gayret gösterilmedi. Bilakis M. Kemal efsanelerine yenileri katılarak insanı putlaştırmanın yeni versiyonları piyasaya sürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da aynı kafa yapısında…

Buna mukabil iktidara ulaşmayı askeriyeyi ele geçirip darbe yapmakta gören Kemalist ve Fetocu zihniyet hala boş durmuyor, darbe yapmak için her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. 15 Temmuz’da yemiş oldukları tokadın acısını çıkarmak için her türlü şer odakları ile işbirliklerini sürdürüyorlar. Fakat hükümet ve Erdoğan da bilmelidir ki artık halkımız şuurlanmıştır. Eskiden olduğu gibi “gelene ağam gidene paşam” demekten vaz geçmiştir. İnsanı putlaştıran söylemler nefretle karşılanmaktadır. 
İşe bu ve benzer yazılar sayesinde nasıl efsaneler uydurulduğu, insanlara gerçeklerin neredeyse 180 derece ters öğretildiği ortaya çıkıyor. 
Lakin yeterli değildir. Bu konuda benden başka diğer yazarların da katkı sunması gerekir, vesselam…