Ağlardı yürek ,
Ağlatırdı diğer yüreği...
Ya imkansız sevdaların baş rol oynadığı
Bir nefeslik yaşam mücadelesini yaşayan,kullara ne demeliydi.
   “Aşk” demişlerdi adına ya,
Herkes anlayacaktı ,sanki sevdalıları.
Yok öyle yağma ,
Ayrılık sahneye çıkacak ve tüm alkışları üstünde toplayacaktı.
  Ne çok sebepler ortaya atılacaktı.
Ve...
“Ayrıldık bizde “ deyip iki kalp sessizce belkide bir ömür boyu yağmurlara açacaktılar ,yüreklerini.
   Ayrı kalınca öğrenilen neler neler vardı ki!!!
  Mutlak yaşanmadan anlaşılmayan.
“Bir kötek
Bin nasihattan 
Evlaydı”
İşte buna ayrılık dersi denilmekteydi.
Aslında yoktur “Ayrılık”
Ayrı kalmak nedir ki
Elini koy kalbine 
Kapa gözlerini sarıl yüreğindeki eşsizliğe..
Ha bir de ahiret yurdu diye beklemek 
Düşünce biçare yüreklere,
İşte ayrılmanın heyecanı kaplayınca
Fani bedenin can verdiği ruhuna,
Kavuşmanın lezzeti düşmez mi,
Buselerin kıvrımları ile oluşan yüzlere...
Gök ile yer,
Kavuştukları gün,
Dünya ya soracaklar ise “kıyamet” adıyla ,ayrı kalmanın hesabını,,,
Ayrılık yok olacak ise...
Beklemenin adına denilsin
Ayrılık...
Zamana sen de yenileceksin
Ey Ayrılık!!
   Elleri titreten soğukları
Yok eden sıcaklıklar gibi
Sende biteceksin.
Belki başka bir başlangıçın noktası olarak.
Belkide...
Ayrılık da bir ölümdür.
Sadece azrail sen olmadıkça
“Ay-rı -lık “hep yazılacak kaderine...
Her vuslatın bedeli olmalıydı.
Ya sevinç
Ya gözyaşı
Ya... Ayrılık
Ama ödenen kıymet ,herşeye bedel bir ömür dü.
Sevmekten
Ayrılıktan korkmayanların
Hayatlarında bahar mevsimleri daim olur.
Sen kış mevsimini de sev
Lakin yazın güneşine ihanet etmeden.
Sadece ayrı kal
İlkbaharın müjdesiyle bekle,
“Kavuşmak”dediğimizin,
tek kurşunla öldürdüğü
Ayrılığı...ruhuna fatiha okununca.
Aminlerin semaya yükselişinin 
Bayramı dır.
Tek sevilen ise,
ayrı kalışın bitmesiyle gelen “ölüm”dür.
Ayrılmanın sevinçi ,vuslatın hüznü oldukça hayat anlamlıdır.