Kriz fotoğrafında yer alan Faşist Sisi, İstanbul’da düzenlenen Kudüs Zirvesinin bir sonuç doğurmayacağını dergilerinde kapak yaparak Filistin’in egemenlik hakkını da yok saymaya devam ediyordu. ABD ve İsrail’in desteği ile darbe yaparak yönetimi ele geçiren Sisi; elbette İslami bir duruş sergileyemezdi. Beklenen sonunun çok çabuk geleceğini müjdeliyordu aslında.
ABD’nin baskısı ile Katar’a ekonomik yaptırımlar konusunda epeyce ortalığı karıştıran Suud Ailesi ise 300 milyar dolarlık ABD malı silah almaya zorlandı. ABD hedeflediği parayı alınca Katar baskısı yavaşça kaldırıldı. Bu arada bu baskının etkisi ile Katar’da 10 Milyar dolarlık silah almak zorunda kaldı. ABD, eşkıya sistemi ile ticaret yaparak “Yeni Dünya Düzeni” hakkında içyüzünü gösteriyordu.
Osmanlı’nın Filistin’i kaybedişinin 100. Yıl dönümünde Kudüs İsrail’e hediye edilmeye çalışılmasına karşılık Yeni Osmanlılar; karşılarına geçerek İslam İşbirliği Teşkilatı ile bunu önlemeye çalışıyordu. İşte son dönemin kısa bir özeti budur.
İşte tarihçi Joseph Von Hammergözüyle İslam’ın özellikleri yeniden ortaya çıkmıştır. Sadelik içinde görkemi, sükûnet içinde ihtişamı, tahakküm kabul etmeyen bir yüreklilik, alabildiğine geniş bir İslam aşkı, sonsuz bir teşebbüs kabiliyeti, bölgelere uymaktan çok bölgeleri kendine uydurma zevki ve alışkanlığı İslam toplumunun asırlar dolduran tarihinde açıkça görülmektedir. İşte İslam; 100 yıllık uykusundan sonra Kudüs ve Cerablus’ta yeniden uyanıyor ve bütün dünyaya bu mesajı veriyor. Gerçekten de bu bölgeCerablus’un komşu şehri El Bab ile İslam’ın kapısı olmaktadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “van minut “ dediğinde dünya şaşkın bakışlarla O’nu izliyor, “Dünya 5’ten büyüktür” dediğinde aynı bakışlarla izleniyor. İslam düşmanlarını ise bir korku sarmakta elleri ayağına dolanmaktadır.ABD çok kızar ve ekonomik ambargo koyar, hatta biz İsrail ile baş edemeyiz diyecek kadar korkan zavallılar, buna uygun şekilde kurgulanmışlardı. Fakat şimdi ezberleri bozulmuş şaşkın bir vaziyete düşmüşlerdir, vesselam…