Halkçılık:

CHP’nin tek partili iktidarında halk fakirleşmiş elde avuçta ne varsa elinden alınmıştır. Şehre gelen köylüler kovulmuş ve çeşitli şekilde aşağılanmaya yüz tutulmuştur. Halka tepeden bakan CHP yöneticileri icabında hem Vali hem şehrin parti başkanı hatta belediye başkanı olabilmiştir. Böyle biri olan Nevzat Tandoğan’ın Osman Yüksel Serdengeçtiye “Ulan öküz Anadolulu” diyerek hakaret etmesi unutulmamıştır. Bu arada Batı medeniyeti kutsanmış  halkın başına zorla şapka giydirilerek 1000 yıllık gelenek ve görenekleri aşağılanmıştır. Şapka yasağına uymayan ve dinlemeyenler; şehir meydanlarında asılmıştır. İskilipli Atıf Efendi, kitabı yüzünden idam edilmiş ibret olsun diye bir kadını, Erzurumlu Şöhret Anayı dahi asmışlardır. Maksat devlet otoritesine karşı gelen kim olursa olsun hatta kadın bile olsa ayrımcılık yapılmayacağını göstermektir.

Milliyetçilik:

Bu ilke ile tam bir ırkçılık ve unsuriyetçilik olarak uygulanmış ve halkımıza dayatılmıştır. İslamiyet milliyeti söz konusu olmamıştır. Zaten günümüzde yaşanan bir çok sorunun temelinde bu ırkçı faşist tutum yer almaktadır. Öyle ki; kafatasçılık almış başını gitmiş “brakisefal kafa mı yoksa dolikosefal kafa mı Türktür?” denilerek dünyaya ibret dersi verilmiştir. Hatta Mimar Sinan’ın mezarı açılmış kafatası ölçülerek kafatasçı ırkçılığın gelmiş olduğu yer cümle aleme ilan edilmiştir. İşin kötüsü hala Mimar Sinan’ın kafatası kayıptır. Büyük şahsiyetlere karşı yapılan bu ve benzeri çirkin tutum hala devam etmekte; İslam kahramanı bütün şahsiyetler küçümsenerek aşağılanmaktadır. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük denizcisi olan ve vatanı için krallığı bırakıp Osmanlı’ya kaptan-ı derya olan Hızır Hayrettin Paşa’ya bile “korsan” yakıştırması yapılabilmiştir. Bu arada Araplara düşmanlık had safhaya çıkmış İslam’ı öğrendiğimiz Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (asm) kavmine her türlü hakaret yapılmıştır. Buna karşı Avrupalılara karşı aşırı hayranlık uyandırılarak paradoksal bir biçimde milliyetçiliğin içi boşaltılarak ayaklar altına alınması sağlanmıştır.

İnkılapçılık:

İnkılap; “ıslahat” manasında değil de “devrim” anlamında kullanılmış kadim medeniyetimizden Osmanlı’ya ve oradan da günümüze kadar ulaşmış birçok değerimiz yok edilmiştir. Tasavvuf musikisinden tutun sanat eserlerine kadar medeniyetimizin önemli eserleri yasaklanmıştır. Bu yasaklamalar çoğunlukla yok edilme sürecine kadar devam etmiştir. Medrese ve tekkeler kapatılmış halk cahil bırakılmıştır. Harf devrimi ile bütün kitaplıklar anlaşılmaz hale getirilmiştir. Meclis kürsüsünde “İhtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir” mesajı ile bütün yandaşlara devrimci bir kimlik verilmeye çalışılmıştır. Her 8-10 yılda bir yaşadığımız “Kesintisiz Darbe Süreci” işte bu ilkenin hayata geçirilmesi ile olmaktadır.

Şimdilik bu ilkelerin yani CHP’nin 6 okunun neler olduğunu ve nasıl uygulandığını bilelim yeter. Zaten daha fazla yazmak makale sınırlarını aşacaktır. Konunun detayları uzundur ve aslında halkımız farkındadır.  Lakin dile getirmekten korkmaktadır. Dedelerinin babalarının başlarına gelen zulüm ve işkenceler kendi başlarına gelir diye endişe etmektedirler. Umarım bu bilgileri hükümetimiz ve siyasetçiler de iyice kavrayabilir. Aksi takdirde sonuncusunu 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız darbelerden başımızı kaldırmamız mümkün değildir, vesselam…