Dünya etrafında bir tam dönüş gerçekleştirdiğim deniz yolculuğunda Malezya’da gemiden ayrılarak İstanbul’a dönmüştüm. Jules Verne’in “80 Günde Devri Âlem” romanına nazire yaparcasına 77 gün sonra evime geri gelmiştim. Gerçi Verne’nin roman kahramanları hep doğuya doğru ilerlemiş ve bir gün daha fazla yaşamışlardı. Biz ise tam tersine bir gün az yaşamıştık. 

Lakin dünyayı turladığınız takdirde günlerde değişiklik oluyordu. Evime döndüğümde takvime göre 78 gün geçtiğini görüyordum. Jules Verne’in romanında yolculuk 81 gün sürmüştü fakat takvimlere göre 80 gün geçmişti. Biz ise Macellan’ın rotasında gitmiş yani dünyayı batıya doğru kat etmiştik. 
Macellan ve denizci arkadaşları gibi bir gün az yaşamış güneşin doğuş ve batışını bir gün daha az görmüştüm. Hâlbuki roman kahramanları ise bir gün fazla yaşamışlardı. Eğer dünyayı bir defa enlemesine turlayıp kat ederseniz siz de bu durumu yaşarsınız. Üstelik gemide çalıştığım için maaşımı da 78 gün olarak almıştım. Kısaca söylemek gerekirse bir gün daha az yaşamış ve çalışmadığım halde fazladan 1 gün ilave edilmişti.
İşte bu yolculuğumun diğer seferlerden farklı olmasına bu “Gün Değiştirme Çizgisi” neden olmuştu. Haritalarda “International Date Line” adı verilen bu çizgiden geçen her yolcu, takvimini 1 gün öncesine veya sonrasına almak zorunda kalır.
Ben “böyle bir şey yapmayacağım” diyemezsiniz, zira bulunduğunuz ülkenin tarih ve zamanına uymak zorundasınızdır. Aksi takdirde her şey karışacaktır.
Evet, dünyanın yuvarlak olduğunu böylece test etmiş oldum. Gerçekten de yuvarlakmış! 
Eğer İstanbul’a döndüğümde yaşadığım gün sayısı İstanbul’dakiler ile aynı olsaydı “dünya yuvarlaktır” denilemezdi. Zira dünyayı enine doğru bir defa dolaşan bir insanın 1 gün daha az yaşaması gereklidir. “Formula 1” yarışlarına benzetecek olursak, dünya bize bir tur bindirmiş oldu. Bu sayede bir gün daha az yaşamış, güneşin doğuş ve batışını bir gün eksik görmüştük.
Macellan, bizden farklı olarak Güney Amerika’nın güneyine inmiş, kendi adı verilen boğazdan geçerek Endonezya sahillerine kadar gelmişti. Bu meşhur Portekizli kaptanın burada talihi yaver gitmemiş, yerliler ile girmiş olduğu çatışmada hayatını kaybetmişti. Fakat denizci arkadaşları seferlerini tamamladılar ve batıya doğru yelken açmışken doğudan ülkelerine dönmüşlerdi.
Bugün hâlâ Macellan’ın gittiği yoldan batıya doğru ilerleyen gemiler var. Zira Panama Kanalı belirli bir büyüklükten sonraki gemilere hizmet veremiyor. Panamax adı verilen gemiler de, işte bu kanaldan geçebilecek tonaja sahip gemilere verilen isimdir.
Bu ilginç olayı iki defa yaşadım yani dünya bana iki tur bindirdi. Bu defa gemi kaptanı olarak bir daha dünyayı batıdan doğuya doğru kat ettim. Hatta bu seferi ise hem bir yazı dizisi hem de kitap olarak yayınlama şansı buldum. “Altı Ayda Altı Kıta” isimli bu kitabı okuyup benimle birlikte bu seyahate iştirak edebilirsiniz. Eğer bir zaman gelir bu sefer doğuya doğru 2 defa dünyayı kat edersem, ben de Dünya’ya iki tur bindireceğim ve böylece eşitlenmiş olacağız.