Görme kaybı, hayat kalitemizi önemli ölçüde etkileyebilecek bir durum. Özellikle Diyabetik Retinopati gibi sinsi ilerleyen göz hastalıkları, hızla gelişen teknoloji çağında ihmalkârlık nedeniyle daha da tehlikeli hale geliyor. Bu haftaki köşe yazımda, bu hastalığın önemine ve erken tanı konusuna dikkat çekmek istiyorum.

Prof. Dr. Tansu Erakgün gibi uzmanlar, Diyabetik Retinopati'nin çoğunlukla ileri yaşlarda ortaya çıktığını ve özellikle Tip 2 Diyabet ile bağlantılı olduğunu belirtiyorlar. Şeker hastalığı bulunan bireylerin %90'ından daha fazlasının yaşamlarının bir döneminde bu hastalıkla karşılaşabilecekleri tahmin ediliyor. Ancak maalesef, birçok kişi bu hastalığı fark ettiğinde iş işten geçmiş olabiliyor. Çünkü Diyabetik Retinopati genellikle belirgin semptomlar göstermeden, sinsi bir şekilde ilerliyor.

Bu hastalık, gözdeki küçük damar sistemlerini etkiliyor ve iyileşmesi güç kanamalara yol açan yeni damar oluşumları meydana getiriyor. Görme merkezinde ödem ve kanama, hatta körlüğe kadar gidebilen ciddi görme kayıplarına neden olabiliyor. Ne yazık ki, bu belirtiler hasta tarafından genellikle geç fark ediliyor. Bu nedenle düzenli göz muayeneleri hayati önem taşıyor. Erken teşhis sayesinde, hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ve göz sağlığı korunabilir.

Hekimlerin sıklıkla başvurduğu tedavilere bakacak olursak, son yıllarda geliştirilen iğne tedavileri ve Yeşil Argon Lazer tedavileri dikkat çekiyor. Bu yöntemler sağlıklı damar oluşumunu engelleyerek kanamaları durdurabiliyor. Ayrıca, ileri seviyede vakalar için Vitrektomi adlı cerrahi müdahale çözüm olabiliyor.

Ancak unutulmamalı ki, diyabet ve bağlı göz problemleri sadece tıbbi müdahalelerle kontrol altına alınamaz. Obezite, kötü beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik gibi faktörler diyabetin başlıca tetikleyicileri arasında yer alıyor. Bu noktada yaşam tarzı değişiklikleri devreye giriyor. Sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve düzenli egzersiz, diyabetin ve buna bağlı komplikasyonların önüne geçmek için en güçlü silahlarımız.

Erken yaşlarda, hatta 20'li yaşlarda bile ortaya çıkabilen bu hastalıkla başa çıkmanın en iyi yolu, toplum olarak bilinçlenmekten geçiyor. Özellikle, genç diyabet hastalarının, uzun bir yaşam süreceklerini göz önünde bulundurarak, daha dikkatli olmaları gerektiğini söylemek yanlış olmaz.

Ülkemizde sıklıkla görülen diyabetik retinopati, aslında bizim ihmalkarlığımızla büyüyen sessiz bir tehdit. Bu nedenle, görme sağlığımızı korumak adına bir adım atmamız şart. Göz muayenelerinizi ihmal etmeyin ve her daim sağlıklı bir yaşam sürmek için kendinize zaman ayırın. Unutmayın, erken teşhis, sağlıkta daima hayat kurtarır.