Doğu Türkistan da Müslümanlara baskı var. Bunu asla inkâr etmiyorum. Bununla birlikte ABD’nin çok fazla olumsuz propaganda yaptığı da bir gerçektir. ABD’nin dolmuşuna binip dolduruşuna gelmek bir Müslümana yakışmaz. Kimsenin ilgilenmediği çok kişinin de bilmediği bazı gerçekleri bilmemiz lazım. Çin de 100 000 000 (yazıyla yüz milyon) civarında Çinli Müslüman Hui yaşıyor. Bunların da sıkıntıları var. Meseleye dar bir açıdan bakmamak gerekiyor. 100 Milyondan fazla Müslümanın yaşadığı bir coğrafya elbette çok önemlidir. Bu nedenle biraz ezber bozup ABD’nin tuzaklarına dikkat çekeceğiz. Öncelikle şu hususu iyi bilmek gerekiyor. ABD, İslam düşmanlığında Çin den ileridedir.

DAES, PKK, Boko Haram ve daha nice terör ör- gütünü sırf Müslümanları katletmesi ve fitne çıkarması için bu devlet besliyor. ABD, Doğu Türkistan’da soykırım yapıldığı iddiasını sık sık tekrarlıyor. Fakat çoğu zaman ABD’nin yaptığı propaganda kendisini ele verip gerçek yüzünü görmemize yarıyor. Şu hususa da dikkat edin; Doğu Türkistan da katliam var diyen kadınlar, İstanbul Türkçesi ile konuşuyor. Doğu Türkistan’ın Türkçe dili ve lehçesi ile hiç alakaları yoktur. Üstelik boyalı makyajlı kadınların İslami duyarlılıkla alakası yoktur. Ne ilginçtir ki; propaganda yapan kadınların hiç birisinde tesettür yok. Var ise de ben göremedim. Televizyon ekranla- rına çıkmış Müslümanları savunduklarını göstermeye çalışıyorlar.

ABD’nin propagandacısı oldukları o kadar açık ve net ki. Bu kadınların Uygur Müslümanları ile alakası yoktur. Çok iyi bir gizli servis ajanı olduklarını anlamak için zeki olmaya da gerek yoktur. Peki, mesele nasıl çözülür? İşte zurnanın zırt dediği soru budur. Asil bu noktaya odaklanmak gerekiyor. Propaganda aleti olmak yerine şu iki noktaya yoğunlaşmak gerekir. Benim düşüncem şudur: Çin devleti ile ekonomik ve sosyal ilişkileri geliştirmek bu sorunun çözümü için en önemli araçtır. Bu sayede Çin Müslümanları üzerindeki baskı (sadece Uygur Türkleri değil) hafifletilecektir. Ne malum, belki komünist dinsiz 1 milyar Çinli de Müslümanları tanımış olur.

Belki de dinsiz kitapsız milyar sayısını geçen Çinli’nin hidayetine vesile olur. Konuyu çeşitli yönleri ile araştırıp ABD’nin dolduruşuna gelmemek gerekiyor. Bu nedenle Çin ile ilgili haberlerin kaynağına dikkat etmek çok önemlidir. İkinci bir husus da şudur: Çin Devlet Başkanı Şi Ping, Pekin Olimpiyatlarının açılışında dünyanın gelmiş geçmiş en büyük amirali Zheng He’yi Çin’in tanıtım yüzü olarak nazarlara sunmuştu. Çünkü bu büyük Amiral, mükemmel bir asker, güvenilir bir diplomat, cesur bir denizci ve dünyanın en büyük kâşiflerinden birisiydi. Fakat en önemli özelliği Hazreti Peygamber Aleyhissalatü Vesselamın soyundan gelmekteydi.

Hint Okyanusunda deniz ipek yolunu koşanlardan temizlemiş ticaretin gelişmesini sağlamıştı. Dünyanın görmüş olduğu en büyük armadası olan deniz filosunda onlarca ülkenin elçileri ve devlet adamları bulunuyordu. Bu filonun 9 direkli hazine gemisi, Nuh’un gemisinden sonra inşa edilmiş dunyanin en büyük gemisiydi. Sayısı 30 bin civarında olan 300 gemiden meydana gelmiş denizci ve asker ile Çin’den hareket ederek Arabistan ve Afrika kıyılarına kadar ulaşmıştı. Dört defa beraberinde bulunan Müslüman amirallerle birlikte hac görevini yerine getirmişti.

Amiral Zheng He’nin (Türkçe’de “Cıng Hı” diye telaffuz edilir) ataları, Harzem Türkleri arasından gelmiştir. Onun geçmişi dünyanın en asil ailesi olan Seyyitler silsilesindendir. Zira Hazreti Muhammed Aleyhissalatü Vesselam’ın 31. Kuşaktan torunudur. Bu nedenle soy ağacına “Arap-Türk” neslinden gelmiş diyebiliriz. Zheng He ismi aslında Çin’de soylulara verilen bir unvandır. Çin İmparatoru Yonglo, savaşlardaki başarılarından dolayı ona bu şekilde iltifat etmiştir. Onun asıl is- mi Muhammed Hasan Şemsettin’dir. Bazı Müslümanlar Mahmud olarak da çağırmaktadırlar. Ma San Bao Taijian (Üç mücevher- li yani tuğralı Müslüman Amiral) olarak Çin kayıtlarında yer almaktadır.

Zheng He, Pasifik ve Hint okyanusları boyunca 7 büyük sefer yapmıştır. (Doğrusu 6 sefer olmalıdır zira ikinci sefere kendi yetiştirdiği Müslüman amiraller katılmıştır. Zheng He isimli kitabımda bunun nedenleri izah edilmiştir) Öyle ki; bu seferlerde 370 gemiden ve 37 bin denizciden meydana gelen bu büyük filolara dünyada ilk defa rastlanıyordu. Nihayet İngilizler aradan ancak 500 yıl geçtikten sonra Birinci Dünya Savaşı esnasında bu sayıya ve büyüklüğe ulaşabileceklerdi. Büyük Amiral Zheng He üzerinden Türkiye Çin ilişkileri geliştirilebilir. Bu sayede Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımıza beraber 100 milyon Çin Müslümanı ile temas kurabiliriz. Kısaca söylemek gerekirse ABD propagandasına kapılmak yerine ev ödevlerimizi iyi yapmalıyız. Çin ile düşmanlığı bir tarafa bırakıp, ekonomik, sosyal, kültürel ve dini bağlarının geliştirmek zorundayız, vesselam...