ABD’nin S 400 füzelerini almamız nedeni ile suni olarak çıkardığı kriz; bambaşka bir aşamaya gelecektir. ABD yaptırımları ile çok daha ağırlaştırılmış bir biçimde yüz yüze geleceğiz. Fakat bu durum sanılanın aksine Türkiye’nin aleyhine değil lehine bir yönde gelişecektir. Feto’nun Türkiye’ye iade edilmesi sürecinden tutun daha bir çok konuda ABD’nin geri adım atmak zorunda kalacağı bir döneme yaklaşıyoruz. Hakkın ve doğrunun yanında olanın en büyük yardımcısı Allah’tır. Hiçbir güç O’nun kudretinden kurtulup kaçamaz. Bugüne kadar sadece masum sivilleri öldürmüş olan Rusya, İran, ABD, Esed rejimi ve DAEŞ gibi terör örgütler; artık tokat üstüne tokat yemeye başlamışlardır. İnisiyatifi eline geçiren Türk Ordusu ile beraber hareket eden ÖSO, çok daha büyük bir güç ile Suriye’de kalıcı bir barış sağlanması için avantajlı bir konuma geçecektir. Suriye’li kardeşlerimizin kendi topraklarına dönüşü açısından bu 4. büyük harekâtın önemi büyüktür. Yıllardır bu harekata hazırlanan ve kolordu seviyesinde bir büyüklüğe ulaşan ÖSO’ya yine büyük bir görev düşüyor. Allah’ın izni ile nice kâfir zalimleri mağlup etmiş bu aziz millet Suriyeli kardeşlerimizle birlikte yeniden zafer kazanacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Yeter ki birlik ve beraberlikten ayrılmayalım. Yukarıda öngördüğümüz harekatların meşruluğu açısından hiçbir kimsenin itiraz etmeye hakkı yoktur. 4 Milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapan ve onlarla birlikte aşını paylaşan Türkiye’ye karşı düşmanlarımızın mahcubiyetten başka bir seçenekleri yoktur. Evet, Fırat Kalkanı ve Afrin’deki Zeytin Dalı Operasyonları, gerçek bir zafer olup tarihe geçmiştir. Şimdi sırada ABD’den güç alarak terör faaliyetlerine devam eden PKK’ya yeni bir ders verme zamanı gelmiştir. Ne yazık ki Suriye’de büyük güçlerin askerleri bulunduğu için daha başka zaferlere de ihtiyaç vardır. Sınırlı birliklerle icra edilen ilk üç harekat, nihai zafere ulaşmak için yeterli değildir. Zira 7 senedir devam eden Suriye İç Savaşında; başka zaferlerde gerekiyor. Öyle ki; neredeyse bütün İslam düşmanları birlik olmuş dünyanın en gelişmiş silahları ile acımasızca Suriye halkına saldırmaktadırlar. Bu istiklal ve hürriyet savaşında düşmanlar arasında kim yoktur ki? Dünyanın en büyük silahlı kuvvetleri buradadır. Başta Rusya, bir ara “çekildim” dediği halde bütün acımasızlığı ile özellikle şehirleri bombalayarak çoluk çocuğu öldürmeye devam etmiştir. ABD, fenalığını ve hainliğini gizlemeden; terör örgütüne açıktan destek vermektedir. Binlerce sorti uçak ve TIR ile silah yığınağı yaparak gelecekte yapılması hedeflenen Türkiye’ye karşı harekata hazırlanmaktadır. Türkiye’deki 15 Temmuz 2016 darbesini hayâsızca desteklediği gibi hala Suriye’de de masum sivilleri katletmeye devam ediyor. İran, Müslümanlara karşı nasıl bir düşmanlık beslediğini Suriye’de apaçık göstermiştir. Şii ulemasının dahi reddettiği Nusayri inancını ve Nusayri rejimini desteklemekten çekinmemiştir. Bu güne kadar sayısı 20’den fazla İranlı general, Suriye’de öldürülmüştür. Lübnan’daki militanları ile birlikte her gün yüzlerce insanı ve askeri teçhizatı, Suriye’ye göndermekten geri durmamıştır. Bu sefer ABD ve İngiltere ile cedelleştiği için Suriye’de karşımıza çıkması pek güç görünüyor. Lakin Acemoğlu her zaman sürprizler yapabilir. Asıl bunlardan korkmak gerekir. Zira takıyyecilikte yani yalancılıkta kimse bunları geçemez.