Güçlükle emekliyordu!
Henüz öğrenmeye çalışıyordu da,
Yürümek için önce emeklemeliydi.
Çalışmalıydı.
Aklını ,fikrini ve kuvvetini toplayarak
Başarmalıydı.
   Her doğan canlının ilk adımlarını atmaya başlamadan, nasılda emek harcadığına bakıyorum.
Hayat diyorum,hep say(emek) ister.
Yoruluncaya kadar çabalamanı bekler.
Emek vermeden ,hayat sana hiç bir şeyini sunmaz.
Eğer emeksiz bir kazancınız var ise,
Kaybetmeniz o denli kolaydır.
Büyümek! Neydi diye sordum,yüreğime.
Ben ne zaman büyüyecektim.
Yaş mı kemale erecekti?
Baş mı göğe yükselecekti?
Makamı ,koltuğa oturtup,
nefis balonu şişince ...mi?
Ne zaman ben adam olacaktım.
Adamlık ,cinsiyet meselesi olamazdı.
Kadınlardan da adam olur du ya,
Bunu bile anlayacak,emek isterdi.
Aklı kullanmak ,zahmetli bir himmeti.
Ne zaman insan büyür!,
Derin yaraları kan kaybettiğinde.
Yürekleri ,ölüme el uzattığında,
Ayağına takılan çelme ile düştüğünde,
Sevgi tohumunu bir yüreğe ne zaman dikti ise,o yürekte büyümeden çürüdüğünde,
Emeklerin bir poyraza aşık olup onunla,Esip gittiğinde,
Ben ise ,aslında yetim kaldığımda büyümüşümde,anca anlaya bilmişim.
Yetimler,öksüzler hep büyüklermiş.
Hiç çocuk olmadan.
Lakin hep emeklemişler,
Tutup ayağa kalkamadan.
Emeklemek kaderleri olmuş da...
Nedensiz 
Niçinsiz
İsyansız
Ağlayan gözlerinin yaşları aktığında,
Anlamışlar ki!
Sevgiyi sundukları insanlar onları
Sarf ettiklerinde ve tüm emeklerinin
Uzay boşluğunda kaybolup gittiğinde,anlıyor du,
Bir yürek nasıl büyüdüğünü...
Nice emeklerin savrulup gidişlerini dinlerken,dalar gideriz.
Bizim başımıza da gelebilir mi?
Acaba ,deyip dudaklarımızı inceden bükerken.
Her hayat bir öğüttür.
Dinlemek için emek harcaya bilenlere.
Bir baba ! 
sadece evlatlarının hayatları ,kendi yaşadığı yetim ömrü gibi olmasın diye,
Onlara iyi ve zahmeti az bir,
Gelecek hazırlamak için ,
gurbetin havasıyla ömrünü tüketmişti.
Ezansız diyarlara geldiğinde ki halinden eser kalmamıştı.
Nerede o çakı gibi delikanlı.
Şimdi elinde bir baston ve astım şişesiyle hayat yolunda sürüklenmekteydi.
Eşler birbirinin libasıdır.
Yaşlanınca daha çok anlamı anlaşılan
Bir bütünleşmedir.
Dile kolay 55 sene bir yastığa baş koyduğun,acı ve de tatlı günlerin geçtiği...
Eşinin öleceğini bilip ve beklemek!
Ve son anlarını anlayıpta,helallik suyunu
Dudaklarına değdirdiği bardak ile”hakkım helal olsun”derken,gözlerinden akan yaşların,yüreğine inişini acıyla yaşamak...
    En acısı toprağın bağrına bıraktığı eşinin gözlerinin açık gidişine ağlamaktı.
Onca emek gözlerden akan yaşlar ile akıp gidiyordu.
  Evlatlarının vefasızlığına bir su dökmekti.
Gidenlerin ardından dökülür ya,
Geri çabuk dönsün diye...
Lakin bu dökülen emeklerinin boşa gidişineydi.
   “Emek;uzun ve yorucu bir çalışma”
Evlat yetiştirmekten daha çok efor isteyen ne vardı ki!
   Ve en vefasızlıkta evlatlar dan ,gelen di.
Emeklerin boşa gidişi ile ağlayış ise
,en hüzünlü acıydı.
Her nefes bir emekle başlar ,
hayat mücadelesine,
Ve emeklerin boşa gidişi mutlak rol oynar hayat sahnesinin bir perdesinde.
Ya aşka,sevgiye ...
Yani ömre harcanan onca emeğin
Yok oluşunu seyretmek,
Acıların sessiz lal oluşuna 
Ağlaştır.
    Ey biriktirdiğim onca sevgi
Kolay mı sanmıştın ki,
Her densizliğine susmak
Bakışlarınla sevdamı kendi yüreğimde
Büyütmek,
Ne emekler sarf ettim
Seni severken...
Her emeğin karşılığı mutlak vardır,
Sen ise ödülümü
Terk ederek verdin.
Yolun dikenli olsun
Her diken battığında yüreğine
Emeklerin hayal olup 
Kaybolduğunda
Aklına değil 
Gözünün önüne ben geleyim.
O zaman benim emeklerim boşa gitmemiş olacak.
Sevgilerimle