Kıymetlerime kıymet veren kıymetlim… Gelişiyle mutluluğumu bereketlendirenim. Sevgisi yüreğimde mayalım. Sözleriyle ömrüme, dostluğa mektuplar yazanım. Öyle katıksız, öyle temiz cümlelerinle, gönlüme dokunup da ezbere okuduğum bir şiir misin sen. Yoksa her vakitte bambaşka bir bilgiyi avuçlarından bana ikram eden bir kitap mısın? Hayır, hayır. Çok eskiden beri dinlediğim bir türkü olmalısın. Nakaratında gülüşlerini görüyorum. Seviyorum dediğim her şeyde, varlığını hissediyorum.

İçtiğim çaydan, yediğim ekmeğe, gördüğüm her güzelliğe, suyuma, kahveme, soluduğum havaya kadar seninle paylaşmak istiyorum. Alfabenin bütün güzel harfleri tanış seninle sanki, en sevdiğim kitabın altı çizili cümlelerinin de seninle bir ilgisi olmalı. Sabahları gözlerimi açar açmaz dillendirdiğim şükürde de bir sebebin var. İçli nefeslerimin sesisin. Sen benim fikrimin ince gülü, zikrimin en nazik sesisin.

Dostluk nedir diye sorsalar aklıma gelen en öz tarifsin. Sen gönül sayfamda birikmiş " iyi ki"lerimin en özelisin. Öyle kolay değil dost diyebilmek, kolay değil dostluğu hissettirmek, omuzlarımda her an ellerini hissetmek başlı başına bir şükür sebebi. İsmini yıldızlardan yazdım, en karanlık çıkmazlarıma, ışığın yeter bana.

Günümün ilk aydınlığı dedim de, samimiyetinden kırıntılar döke döke kavuşturdum gündüzü geceye. Sen benim taa çocukluğuma ait en değerli hayallerimin elinden tuttun. Kimsesiz yanlarıma sahip çıktın. Sükûtuma ses verdin, üstelik ses beklemeden. Gülüşümün imzası oldun. Öznesini kaybetmiş, can çekişen cümlelerime özne oldu, ellerime güç veren ellerin.

Şimdi tutunduğum kalemimsin, masivaya harf harf huzur serpiştirdiğim. Mumların ömür biçtiği gecelerimin nuru, yüreğimin sesisin. Sen yoldaşım, sırdaşım, dertdaşım, dost gibi dostum.

Yüreğinden nasiplendirene hamdüsenalar olsun ve ömrümce mutluluğun mutluluğum, mutluluğum mutluluğun olsun. Dostluğun dilimde yemin, yüzüme yakışan en güzel gülüş olsun. Seni bende var edene şükrüm, sana teşekkürüm milyarlar kere, ömür kere, sevgi kere…