Kur’an’ın elde olması yetmez, dostum. Kur’an gönüllerde olmalıdır, hayatlarda olmalıdır. Kur2an yaşayan için gereklidir, savaşan için gereklidir. Kur’an, Arapçasını veya mealini ezberleyerek durmaksızın bu ezberleri lafzen tekrar eden , okuyup öğrendiklerini gereğini yerine getirmeyen insanların nesine gerek Kur’an? Kur’an’ın anlamını bilmeden Arapçasını ezberleyenler ile günümüzün meal hafızlarının ne farkı vardır hakikatte? Nasıl olsa hayata yansıyan bir şey yok. İster Arapçasından okuyarak, ister Türkçesinden okuyarak tatmin olmaya çalış, ne fark ediyor? Kur’an, öğrendikleri şeyleri yaşamak isteyenler için gereklidir; İslam’ı konuşup da yaşamaya yanaşmayanlar için değil, Kur’an savaşanlar için gereklidir, sıvışanlar için değil. Kur’an mü’minler için gereklidir, papağanlar için değil.
Ellerdeki ve dudaklardaki Kur’an’ın insana bir yararı yoktur dostum, ruhlardaki ve gönüllerdeki Kur’an’dır bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan. Ayet ayet yaşanmak için okunan Kur’an’dır bize rehberlik edecek olan. Sünnet ile yaşanır hale getirilen Kur’an’dır bizi kurtaracak olan.
Rabbim bizleri Kitabın ayetlerini sürekli okudukları halde anlamayanlardan veya Kitab’ı kendi keyiflerine göre yorumlayıp nefislerinin eğlencesi haline getirmek isteyenlerden etmesin.
Yüce Mevla bizi Kitab’la terbiye, Sünnet’le tezkiye etsin.
Ahiri Kelam, vesselam.”
Selam ve dua ile…