Daha önce kadınları yuvalarından çıkarmanın yanlışlığını çeşitli makaleler ile ifade etmiştim. Bu sefer Amerikalı bir aileden örnek vererek konuyu izah etmeye çalışayım.
Steven ve Glory ailesi, üç yıllık evli iken çiftin bir oğulları olur. Bebek Esra doğduktan sonra anne Glory, işinden ayrılıp tüm vaktini çocuğunun bakımına ayırıyor. 2 yıl önce karısının ne kadar özverili davrandığıyla ilgili bir yazı yayınlayan Steven, karısının emeklerini asla karşılayamayacağını söyleyerek aslında yuvayı dişi kuşun yaptığını söylemektedir. Şöyle diyor:
“Karım her gün evde kalıp oğlumuzla ilgileniyor. Bezini değiştiriyor, onu besliyor, onunla oynuyor, onu uyutuyor ve sıkıntılı olduğunda onu rahatlatıyor. Bunlar sadece yaptıklarının minimum ifadesi. Tabi ki oğlumuza bakıyor olmak ebeveyn olmanın doğal bir sonucu ama aynı zamanda bu durum ciddi bir miktar paranın elimizde kalması demek”
Amerikalı Steven, tam da paranın hâkim olduğu kapitalist düzene uygun bir biçimde karısının evde yaptığı tüm işlerin bir yıllık karşılığını şu şekilde hesaplamış:
Tam zamanlı çalışan bir dadının yıllık ücreti : 36.660 $
Evin temizlenme masrafı (yıllık) : 5.200$
Kişisel aşçının yıllık ücreti : 12.480$
Faturalar ve bütçe ile ilgili bir finans asistanının yıllık ücreti : 3.900$
Kişisel alışveriş elemanının yıllık ücreti : 13.520$
Profesyonel davetlerde eşlik edecek bir asistanın bir yıllık masrafı : 900$
Yıllık çamaşır servisi ücreti : 1.300$
Toplam: 73.960$
Steven, yılda 74 bin dolarlık aile bütçesine katkı sağlayan eşine karşı minnettarlık duyarak bu kadar masrafı tek başına karşılayamayacağını itiraf ediyor ve diyor ki: “Tabi ki çocuğumuzun bakımın dışında kendi harcamalarımız da oluyor ve karım kendisi için alışveriş yaptığında kendini suçlu hissettiğinde, çok utanıyorum. Aslında hak ettiği çok çok daha fazlasıdır. Karım beni seviyor, oğlumuzu seviyor, ailemizi seviyor ve yaptığı her şeyi sevgisiyle yapıyor. Bunu biliyorum ve onu ne kadar takdir ettiğimi herkesin bilmesini istiyorum” Steven, aile içinde annenin rolünü parasal analiz yaparak belirtmeye çalışmış. İsteyen bu isimleri internetten bulup ev hanımlarını öven daha nice yazıları bulabilirler. Aslında ailenin devamında ve güçlü kalmasında annenin o kadar büyük bir etkisi vardır ki atalarımız “yuvayı dişi kuş yapar” derken boşuna bu sözü söylememişlerdir. Biz büyük bir milletiz. Batılıların dolmuşuna binip dolduruşuna gelmeyecek devlet adamlarımız ve her alanda yetişmiş değerli bilim adamlarımız var. Kısaca söylemek gerekirse helva yapmak için yağ, süt, un ve su her şeyimiz var. İş sadece bu malzemeyi harmanlayıp güzelce pişirip önümüze getirecek aşçıya kalıyor. Aşçı ise sadece devlet ve hükümet değildir. Her şeyi hükümetten beklememek gerekir. Doğruları bulup açıklamalı ikna edici usullerle bunu anlatmak gerekiyor. Buradan “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyen Peygamber Efendimizi (asm) daha iyi anlayabilir İslam’a uygun bir hayat yaşayabiliriz. Bu tür bir yaşam; inanın vahşi kapitalistlerin modern köle haline getirdiği zavallı insanların pespaye yaşamlarından huzurlu ve mutludur. Yeter ki meseleyi ön yargılar ile değil; hayatın gerçekleri ile ele alıp tartışabilelim, vesselam…