Özgürlük ve hürriyetleri daima savunagelmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi bu konuda suskundur. Hükümet ise Atatürk ile ilgili eleştirilere dahi tahammül edememekte yazarları hapse atmak için her türlü çığırtkanlığı yapmaktadır. Tarihimizin en önemli kırılma noktası olan bu kadar önemli savaşın arka planı için cesaret edip iki söz söylemekten dahi korkan tarihçiler vardır. Bu korkak ve pısırık tarihçiler ve putçuluğu ilke edinmiş bürokratlarla bir yere varılamayacağı açıktır. O halde bizde Necip Fazıl ve Bediüzzaman gibi haykırmaktan doğruları söylemekten geri durmayalım.
Sık sık bana şunu söylemişlerdir; bu eleştirilerin sonu vahimdir. Cevabım hazırdır “Ölümüm isterlerse denizden olsun, neticesi geniş bir kabirdir. “Yok, seni hapse atarız” diye korkuturlarsa, şunu söylemek icap eder. Bu dünyanın çok sefasını sürdük kalan birkaç senemizi de hapiste yaşarız. Hem sonsuzluk ülkesinde o dehşetli ruz-i mahşerde belki bu konuda söyleyebildiklerimizden dolayı Rabbimizin rızasını kazanmak nasip olur. Kim bilir?
Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu Gazetesinde Armageddon yani Filistin Savaşı ile ilgili olarak ilginç tespitlerde bulunmuştur. “Dedektif X” ismi ile İstiklal Savaşı esnasında Nafia Vekili olan ve bu savaşta Yıldırım Orduları Levazım Reisi olan Merzifonlu Miralay Ömer Lütfi Bey’i şahit tutarak, M. Kamâl’in iki generale “Enver Paşa’nın idaresi orduyu ve vatanı her yerde felakete sürüklüyor! Bu vaziyetten kurtulmak için tek çare İngilizlerle anlaşmaktır! Başka hiçbir çıkar yol kalmamıştır” dediğini söylemekte, üstü örtülü olarak İngiliz Komutan General Allenby ile anlaştığını söylemektedir. İddia vahimdir hem de tarihin örtülmeye ve gizlenmeye çalışılan bir bölümüne ışık tutmaktadır. Ne olmuştur da 7. Ordu Komutanı M. Kamâl sağında ve solunda bulunan 8. Ve 4. Ordu’ya haber vermeden birdenbire Bisan istikametinde geri çekilmeye başlamıştır?
İngiliz Kuvvetleri 41 gün süren harekât ile 550 km. ilerleyerek Kilis’e kadar geldiler. Günde 1. 25 km hızla (o güne kadar böyle bir hızlı harekât ve kaçışın tarihte emsali yoktur) son sürat ilerleyen İngiliz Ordusu daha bir yıl önce Kut-ül Amare’de tarihlerinin en büyük bozgununu yaşamış değil miydi? Sahi bu işte bir bit yeniği olamaz mı? Önlerinde bir engel olmamasına rağmen Kilis önlerinde durmaları da ilginçtir. Çünkü bu sınıra ulaşır ulaşmaz Mondros Mütarekesi imzalanmış Filistin, Ürdün, Suriye, Lübnan, Arabistan ve daha nice toprak parçası elden çıkmıştı.
Biz Türklerin tarihinde bundan daha büyük bozgun yaşanmamıştır. Elbette bu bozgunun ardında “ihanet” olup olmadığı araştırılması zorunludur. Lakin biraz cesaret ister.
Resmi tarih belgelerinde ise Suriye’de yaşanan bozgundan çok az bahsedilir. Sanki böyle bir olay hiç yaşanmamıştır. Bir iki satır ile geçiştirilir. Buna mukabil Batı dünyasında; Yahudiler ile Müslümanlar arasında yaşandığı ifade edilen son büyük savaş “Armageddon” tarih kitaplarında anlı şanlı destanlarla yer almaktadır.
Armaggedon, El- Megiddo veya Nablus Savaşları ki ne ad verirsek verelim sonuçta çok büyük bir toprak parçası kaybedilmiştir incelenmeli başarısızlığa sebep olan komutanlar tarih önünde yargılanmalıdır. Aksi takdirde şanlı bir millet ve milyonlarla gazi ve şehit, hiç de layık olmadıkları bir yenilgiyi sahiplenmek durumunda kalmaktadır. Bu durum asla kabul edilemez. Zira mağlubiyetler tedbirsiz komutanların başarı ise tüm milletindir, vesselam…