Çünkü Kapitalizmden sonra gelmesi hayal edilen sosyalizm ve komünizm, ücretli sistemden başka bir şey olmayıp devlet kapitalizmi de denilmektedir.
Bu nedenle yaşadığımız döneme kapitalizm yerine “ücretli dönem” adı verilmesi daha kapsamlı ve şümullü olması nedeniyle çok yerinde olacaktır.
Malikiyet ve Serbestiyet Devrinde ise serbest çalışan ve girişimcilerin sayısı; ücretlilerin sayısından çok fazla olacaktır. Günümüzde özellikle Batı dünyasında ücretli çalışanların oranı % 92 gibi maksimum bir düzeye yükselmiştir. Demek ki Bediüzzaman’ın öngördüğü bu yeni devirden bir hayli uzakta bulunuyoruz. Kendi işinin sahibi olarak çalışanlar ücretli olanlardan daha fazla olursa işte o gün Malikiyet ve Serbestiyet devri gelmiş demektir.
21. Yüzyıl ve sonrasında gelişen teknoloji ve iletişim imkânları ile insanlığın sınıf değiştireceği, yani işçi olanın devamlı işçi olarak kalmayı istemeyeceği, elde ettiği bilgi ve eğitimi sayesinde kendi işinin patronu ve emeğini kendi imkânları ile pazarlayabilecek konuma geleceği artık daha çok dillendirilmektedir.
İşte Malikiyet ve Serbestiyet devrinde insanlar ücretli değil işyerlerinin sahibi veya ortağı olarak çalışmak isteyeceği söylenebilir. Buna göre daha adil bir gelir dağılımının meydana geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu konuda Apple, Pixar, iPod, iTunes ve daha birçok şirketin kurucusu ve yöneticisi olmuş Steve Jobs’un ücret ile ilgili tutumu dikkate değer. Ücretli olmak yerine malikiyetin tercih edildiğini gösteren en çarpıcı delillerden bir tanesi olarak da gösterebiliriz.
Jobs, ilk yıllarda NeXT’ten hiç maaş almamış; ta ki evliliğinde sosyal güvenlik yasaları gereğince Pixar’da 50 dolar almak zorunda kalmıştı.
Apple’da bile, şirket ayağa kalktıktan ve CEO’su için ciddi bir bütçe ayırabilecek hale geldikten sonra dahi maaşı sadece sağlık sigortası alabilmek için kabul etmişti.
Çünkü Jobs, bir işin sahibi olmakla maaşlı çalışmak arasındaki ayırımı net bir şekilde belirlemişti. Maaş kabul etmek ona sevimsiz bir fikir gibi geliyordu ve geleceğin farklı bir şekilde olacağını kavramıştı.
Ücretli sistemin nasıl meydana geldiğini ve insanların kabullenmekte zorlandığını bir sonraki yazımıza bırakalım, vesselam…