Cerbezenin işi bir hatayı, fenalığı abartarak; iyiliklere, başarılara karşı daha büyük göstermektir. Mesela bir topluluğun herbir ferdinin, bir günde attığı tükürüğü, cerbeze ile hayalen birden bir tek şahıstan bir anda çıktığını iddia edip anlatılması buna bir örnektir. Veya birisinden bir sene boyunca çıkan kötü kokuları, lafazanlıkile zamanı aşarak, o şahıstan bir tek dakikada çıktığını tasavvur etmektir. İşte cerbeze ile insanlar ne kadar kötü bir duruma düşürülmektedir.
Cerbeze veya demagojinin bu acayip tavrı, uzun zaman ve geniş mekândafarklı pek çok şeyleri toplar, bir araya getirir. O siyah ve kara perde ile kötümserlik ve tenkit içinde, herşeyi fena gösterir.
Cerbezeci insanlar sadece siyasetçiler değildir. Mesela bir Âşığın nazarında, bütün kâinattaki galaksiler, yıldızlar adeta birbirine sevgi ve cezbe içinde dansederek gülüşürler. Bunun tam terside olur. Çocuğu vefat ettiği için matem tutan bir Annenin cerbezeli üzüntüsü ve ümitsizliği nazarında, umum kâinat hüzün içinde ağlaşmaktadır.
Herkes bir ağaçtan; istediği ve haline uygun gördüğü meyveyi koparır yer. Yani düşünce ve hislerine uyan şekilde hadiseleri yorumlar. Örneğin yorgun bir yolcu, bir saat dinlenmek için, gayet süslü ve meyve dolu bir bahçeye girdiğinde şunu görür. Noksan ve kusurlardan uzak adeta bir Cennet bahçesi gibidir.
Fakat cerbezeli bir insan ise bu bahçenin farklı köşelerinde gübreler gibi bazı pis ve murdar şeyler bulunduğu için, o insanın karakterinde sapma ve bozulmaların da tesiriyle, yalnız o pislikleri karıştırır ve o murdar şeyler, sürekli olarak onun nazarını çeker.Sanki o bahçede sadece pislikler var.
İşte cerbezeli bir insanın nazarında bu Cennet gibi bahçede bile bazı maslahatlar için konulan gübre veya toprak parçası gibi nesneleri toplayıp bir araya getirerek sanki kötü kokulu ve leş bir bahçeye çeviren insanları dahi görebiliriz.Hülya ve hayalin fena bir şekilde gösterilmesiyle o düşünce genişleyerek, o meyve bahçesini bir mezbaha ve çöplük suretinde gösterdiğinden, o kişinin midesi bulanır ve kusar. Nefret duygusu içinde sinirle o güzel bahçeden çıkar.İşte insanların hayattan lezzetini kaçırıp tasalı ve üzüntülü hale getiren böyle hayaller insanı azap içinde bırakır. Siyaset meydanlarında politikacıların benzer halleri buna güzel bir delildir.
Hâlbuki"Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır."Cerbeze ile bakıldığı zaman güzellikler görünmez olmaktadır. Bunun yerine karar verirken sadece kötülükleri ve fenalıkları konuşturmamalı, hasmı olanlara karşı hasenatı, iyilikleri ve başarıları da dinlemeli ve söylemelidir. Sonra muvazene edip karşılaştırarak; Haşrin Mizanında Cenab-ı Hakkın Adalet Terazisindeki adil hükmü gibi, biraz daha üstün gelen tarafa muhabbetle hak vermek gereklidir.
Eğer bu şekilde hareket edilirse hem iktidarda hem de muhalefette olanlar kazanır. Hem de ülkemiz siyasetin güzel yönü ile tanışmış olur. Başkalarının tenkisi, kusuru yerine kendi güzelliklerini anlatan bir siyaset dili herkese lazımdır. "Huz min külli şey'inahsenehu" kaidesiyle "her şeyin en iyi cihetini, yönünü nazara almak maslahat iken, en fena cihetini nazara alıp mütemadiyen sürekli olarak insanları yeis ve ümitsizliğe sevk etmek akıllı insanların işi değildir.
Zaten bu tarz bir düşünce birlik ve beraberliği yıkarak insanları karamsarlığa sevk eder. Şimdiki politikacıların hali işte buna delildir. O halde Hükümetin güzel icraatlarını hiç görmeyip cerbeze ile politika yapanların sözlerine aldırış etmemeli her olaya iyi ve güzel tarafından bakabilmeyi bir davranış kalıbı olarak benimsemeye çalışmalıdır, vesselam…