AK Parti ilk girdiği 3 Kasım 2002 seçimlerinden beri siyaset arenasında zirvede.

31 Mart yerel seçimleri genel seçim olmadığı için dikkate almadım ama çok önemli mesajlar verdiği de muhakkak.

AK Parti kurulduğu ve ilk iktidar olduğu 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu tarafa hem toplumun beklentilerini sürekli dikkate alan bir parti olmuştur hem de parti içi istişare sürecini sürekli işletmiş partideki milletvekili ve teşkilatlarla sürekli talepleri doğrultusunda politikalar belirlemiştir.

Kızılcahamam’daki AK Parti kampında da Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli mesajlar verdi. Ayrıca dikkatinizi çekmek isterim ki bu 31. istişare toplantısıdır.

Erdoğan, “Milletimizin başta değişim ve yenilenme talepleri olmak üzere sandık sonuçlarıyla bize ulaştırdığı beklentinin farkındayız. Gereğini yapacağız.”,

“Teröre karşı ortak tavır koymadan Türkiye’yi daha ileriye götüremeyiz.” ifadelerini de kullandı.

Bu değişim konusunu Optimar Araştırma, 2007’den beri tescilli markası olan “Türkiye’nin Nabzı” araştırmasıyla kamuoyuna sorarak bu konuda da toplumun nabzını tuttu.

“Seçim sonuçlarına göre AK Parti yönetiminde köklü bir değişiklik olmalı mı?’’ sorusuna halkın yüzde 84’ü ‘evet’ cevabı verirken sadece yüzde 15,9’u ‘hayır’ cevabı verdi.

Parti bazında da bakıldığında AK Parti tabanının da yüzde 801 oranında değişim beklediği bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor

Bu durum da gösteriyor ki AK Parti tabanı da parti yönetiminden memnun değil. Kuvvetle muhtemel parti tabanının da toplumun da kabulleneceği bir yönetim olursa aidiyet ve oy verme davranışı değişebilir.

Benzer şekilde Kabine’deki değişim tabanı ise yüzde 75,1. Yine AK Parti tabanındaki değişim talebine bakacak olursak AK Parti tabanında Kabine’de değişim isteyenlerin oranı yüzde 64,4. Bu oran MHP tabanında 83,6 iken diğer muhalefet partilerindeki değişim talebi yüzde 80’ler civarında. Muhalefet içerisinde değişim talebi en düşük olan DEM Parti yüzde 66,2.

Demek ki DEM’lileri çok rahatsız eden bir bakan yok ve değişim talepleri de diğer partilere göre daha düşük.

Değişim nasıl olmalı?

AK Parti’de değişim tartışmaları başladığı vakit hemen bazıları ‘2002 ruhu’’ diye söze başlıyorlar. Ki bu doğru bir yaklaşım değil.

Nihayetinde bir ruh çağırma seansı yapılmayacak.

2002 sürecinin kendi gerçeklikleri vardı.

AK Parti birçok kez darbe tehdidi ve darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı.

Türkiye’de darbeci zihniyet ile iş birliği içerisinde olan parti de sürekli CHP oldu.

Bugün CHP ile normalleşme ya da yumuşama sürecini desteklemek gerekir. Ülkemizin de buna ihtiyacı var.

Diğer taraftan değişim derken ‘millî iradeye’ kasteden küreselcilerin ‘Kızıl Soros’u Osman Kavala gibi isimlerin salıverme çabaları kabul edilemez.

Bugün “Osman Kavala salıverilsin.’’ diyenlerin yarın ‘’Öcalan salıversin.’’ diyeceklerine şüphe yok.

O sebeple değişim talebini dikkate alırken toplumun beklentilerini de dikkate almakta ve Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne kastedenlere fırsat verilmemesinde büyük yarar vardır.