Suriye’nin yeni cumhurbaşkanı Ahmet Şara, 4 Şubat’ta Ankara’yı ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme gerçekleştirirken beraberindeki ilgili heyetler de muhataplarıyla bir araya geldi. Erdoğan’ın özel uçağını göndererek Şara’nın Türkiye’ye gelmesi sağlanırken sembolik değeri yüksek olan ziyarette tarafların çok samimi bir ortamda birbirlerini karşıladıklarını ve basın karşısında da benzer pozisyonları ortaya koyduklarını ifade etmek mümkün.

Şara’nın tarihî nitelikteki Ankara ziyaretinde iki ülke adına birçok önemli meselenin masaya yatırıldığı bizzat liderler tarafından açıklandı. Kamuoyuna açıklanmayan hususları da ele aldığımızda aşağıdaki kritik başlıkların iki lider ve ilgili heyetler tarafından ele alınmış olması muhtemel görünüyor:

·         Türkiye-Suriye stratejik ortaklığının oluşturulması için gereken adımlar

·         Yeni Suriye yönetiminin uluslararası meşruiyetinin sağlanması için atılacak adımlar

·         Uluslararası yaptırımların kaldırılması ve Suriye’ye yardımların organize edilmesi

·         Suriye’nin toprak bütünlüğünün tesisi

·         PKK/YPG’nin tasfiyesi için Ankara-Şam’ın ortak yol haritası, ABD ile yürütülen müzakereler

·         DEAŞ ile mücadelenin devralınması

·         İsrail’in saldırgan tavrının dengelenmesi

·         Suriye’nin yeniden alt ve üst yapısının inşa edilmesi

·         Mültecilerin döneceği şartların sağlanması

·         Serbest ticaret anlaşması

·         Türk Ordusunun Suriye içinde yeniden konuşlanması

·         Yeni Suriye ordusunun askerî eğitimi

Yukarıda zikredilen maddeler Türkiye-Suriye arasındaki ortak çıkarlar ve tehditler bağlamındaki ana gündem maddeleri olacak. Suriye’nin mevcut vasatta siyasi, iktisadi ve askerî istikrarını sağlaması Türkiye açısından büyük önem arz ederken 14 yıl devam eden iç savaş sürecinde en fazla bedel ödeyen ülke olan Türkiye’nin doğru adımlar atması kaydıyla yeni süreçten en fazla yarar sağlayacak ülke olacağı da açık. Türkiye, Suriye’nin uluslararası meşruiyetini sağlayıp bir an önce yaptırımların kaldırılması ve ekonomik yardımların başlatılmasını sağlamaya çalışıyor; burada yeni Suriye’nin ne dünya için ne de bölge ülkeleri için bir tehdit olmayacağını gösterecek şekilde bir siyasi dizayn ve yönlendirme içerisinde.

Şara neden ilk Türkiye’yi ziyaret etmedi?

Türkiye’nin dikkat ettiği hususlardan birisi ise yeni Suriye’nin tek hamisi gibi görünmemek ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri dışlamadan onları da sürecin parçası hâline getirmek. Suriye’deki muhtemel başarı hikâyesinin tüm coğrafyaya sirayet edeceği, yeni bir dönem açacağı ve Türkiye’nin güç temerküzüyle nüfuzu bölgede genişleteceği zaten açık.

Şara cumhurbaşkanı olarak ilan edilmesinin akabinde Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani tarafından Şam’da ziyaret edilmişti. Emir, geniş bir heyetle Şam’a ilk ziyareti gerçekleştiren devlet başkanı olmuş oldu. Şara ise ilk ziyaretini Suudi Arabistan’a yaptı. Riyad’da Muhammed bin Selman ile görüştü. Sıcak bir ortamda iyi şekilde ağırlandığı görüldü. Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani de ilk ziyaretini Suudi Arabistan’a gerçekleştirmişti. Burada Türkiye’nin yönlendirmesinin olduğu ve Suudi Arabistan’ı, Suriye’yi destekleyen ülkeler ittifakına dâhil edebilmek için böyle bir hareket tarzı izlendiği söylenebilir. Böylece Türkiye yük paylaşımı yaparak Katar ve Suudi Arabistan’ı da yeni Suriye’nin en önemli destekçileri olarak göstermiş ve ilgili süreçlere dâhil etmiş oldu. Nihayetinde Esed rejiminin devrilmesinin arından bölgeyi ve Şara’yı ilk ziyaret eden üst düzey isim Hakan Fidan oldu ve Fidan, Türkiye’nin bu bağlamdaki hareket tarzını izah ederek yeni yönetimin bölgesel ve küresel aktörler nezdinde siyasi meşruiyetinin sağlanması ve ilgili diplomatik temasların yürütülmesi konusundaki rolünü ortaya koymuştu.