Uluslararası şeffaflık örgütü (Transparency International), yolsuzlukla mücadele kapsamında uluslararası düzeyde etkili çalışmalar yapan ve bu alanda mücadele veren uluslararası sivil toplum örgüt olarak kabul edilir.
Çağdaş yönetim anlayışının temel amacı, devletlerde ve kurumlarda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesini hayata geçirmektir.
Şeffaflık ilkesi, devletin ve kurumların kamuoyu ile doğru ve açık bir şekilde bilgi paylaşımıdır.
Hesap verebilirlik ilkesi, yönetimlerin muhataplarına karşı hesap verebilirliğinin temin edilmesidir. Bir başka tanımı da merkezi hükümetlerin hizmet etme ve cevap verebilme durumudur/gerekliliğidir. Merkezi idareler, sivil toplum ve piyasalar arasındaki ilişkiler ne kadar sağlıklı olursa, hesap verebilirlik de o oranda sağlıklı olur.
Kurumsal yönetimlerde ve kaynakların kullanımında şeffaflık ve hesap verebilirlik çok önemli ilkelerdir. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri, özellikle, son 40 senedir kamu yönetimi anlayışında meydana gelen değişim ve dönüşümlerde daha da değer kazanmıştır.
Uluslararası şeffaflık örgütü (Transparency International), 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteriyor. 1995 yılından beri her yıl “Yolsuzluk Algı Endeksi” yayınlamaktadır. Uluslararası şeffaflık örgütü Ocak ayında 2020 yılı yolsuzluk algı endeksini açıkladı.
Bu rapor nasıl hazırlanıyor? İlgili ülkelerde yolsuzlukla mücadele alanında uzmanlaşmış kişiler ve iş dünyasından insanlarla yapılan görüşmeler neticesinde özelden genele/tümevarım metoduyla hazırlanıyor.
Bu çalışmalar neticesinde ülkelerin yolsuzluk algısına 0-100 arası bir puan veriliyor. Bir ülkeye verilen puan, 100’e yaklaştıkça yolsuzlukla mücadelede güvenin yüksek olduğu anlaşılıyor. 0’a yaklaştıkça yolsuzluğun büyüdüğü, önemli bir sorun haline geldiği ve büyük eksikliklerin olduğu anlaşılıyor.
2020 yılına ait bu endekse göre Danimarka 88 puanla, 180 ülke arasında Yeni Zelanda ile birinciliği paylaştı.
Danimarka son 8 yıldır birinciliği korumaktadır. İsveç, İsviçre, Norveç gibi İskandinav ülkeleri Danimarka ve Yeni İzlanda’dan sonra sıralamanın üst sıralarında yer almaktadır.
Gelelim ülkemize; Türkiye bu sıralamada maalesef 180 ülke arasında 40 puanla 86. sırada yer almaktadır. Doğu Timor (Güneydoğu Asya’da), Fas, Hindistan, Burkino Faso, Trinidad ve Tabago (Karayipler’de yer alan 2 adadan oluşan bir ülke) bu ülkelerle aynı sırayı paylaşmakta.
Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile karşılaştırıldığında, 28 üye ülkeden de düşük puan alarak Romanya’dan da sonra gelerek sonuncu sırada yer almakta. Türkiye rapora göre, 2012 yılından bu yana puanı ve sırası hızlı bir biçimde düşmekte. Son 8 yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasındaki yerini korumakta.
Endeksin son sıralarında ise 14 puanla Suriye, 12 puanla Somali ve Güney Sudan yer almıştır.
Türkiye bu haliyle demokrasiyle yönetilmeyen birçok ülkenin bile gerisinde kalmıştır. Ne yazık ki yolsuzlukla mücadele konusunda endişe verici bir durumdayız.
Bu bilgilere göre, ülkemizde, hukukun üstünlüğü, adaletli ve şeffaf mekanizmaların gelişmediği açıkça görülmektedir.
Bütün bunlara mukabil, başta Danimarka olmak üzere İskandinav ülkelerindeki şeffaf mekanizmaların, hesap verebilirlik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine yüksek hassasiyetle sahip oldukları gözlenmektedir.
Raporun geneline baktığımızda, yolsuzluğun tüm dünyada büyük bir sorun olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
2020 Yolsuzluk Algı Endeksi sonuçları, yargı bağımsızlığının, hukuk devletinin ve medya özgürlüğünün, yolsuzlukla mücadelenin çok önemli unsurları olduğunu göstermektedir.
Yolsuzlukların milimize edildiği, daha güzel, adaletli ve yaşanabilir bir ülke olmak için;
Kamu özel iş birliği proje ihale ve sözleşme süreçleri şeffaf ve açık bir biçimde yürütülmeli, bu projelerin kamu maliyesine oluşturduğu yük toplumla paylaşılmalıdır.
Bütçe şeffaflığı ve kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin hesap verebilirlik kuralları titizlikle uygulanmalı. Medyaya ve Sivil toplum örgütlerine yapılan baskı ve yıldırma politikaları ivedilikle kaldırılmalı.