İslâm dininde ahlâkın büyük bir önemi ve değeri vardır. İslâm’ın gayesi insanları güzel ahlâk sahibi yaparak olgunlaştırmaktır. İslâm güzel ahlâk demektir. Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (Muvattâ, Husnü’l-Hulk 8)  Bir müslümanın değeri ahlâkının güzelliği ile ölçülür.  Peygamber Efendimiz: “Sizin bana en sevimliniz ve kıyamet gününde bana en yakınınız ahlâkı en güzel olanınızdır.” (Tirmizî, Birri ve’s-Sıla 70)  buyurarak bu gerçeği dile getirmiştir.

İbadetler nasıl dinimizin emri ise, ahlâkî vazifeleri yerine getirmek de dinimizin emridir. İslâm’da ibadetlerin bir amacı da kişileri kötülükten sakındırmak ve iyi ahlâk sahibi yapmaktır.

İnsanlar Allah’a kulluk yapmak için yaratılmıştır. Bu kulluk esasları içerisinde ahlâkın büyük bir yeri vardır. İnsan ahlâk sayesinde iyiye ve doğruya yönelir. İnsanın maddî ve mânevî yapısı bir âhenk içinde terbiye edilmiş olur. Kişi kendisini ahlâken iyi bir şekilde yetiştirdiği zaman, yalnız kendisini  geliştirmiş ve korumuş olmaz; aynı zamanda toplumun korunmasında ve gelişmesinde de çok önemli katkılar sağlamış olur. Fertleri ve toplumları sağlam ve dürüst hale getirmek, ahlâkın gayeleri arasındadır. İslâm ahlâkı, güzel huy ve davranışların insana kazandırılmasını gaye edinir.

İslâm ahlâkı, “neyi yapmalıyız” sorusunun cevabını araştırır. İyi ve kötü hakkında bilgi verir. Uymak zorunda olduğumuz kuralları ve sorumluluklarımızı tanıtır. Böylece ahlâkî olarak mükemmel bir insan meydana getirmeyi gaye edinir. İslâm dinî güzel ahlâk sahibi olmamızı ve kötü huylardan ve davranışlardan da kaçınmamızı istiyor. İslâm ahlâkı, insan davranışlarını güzelleştirmekle ilgili olduğu için gayesi itibariyle insanı doğruya ve iyiye yönlendirmeyi amaçlar.

İslâm’ın özü tevhid.  Tevhid; birlemek, bir Allah’tan başka ilâh olmadığına inanmak demektir. Tevhid  ile  ahlâk iç içedir. Tevhid güzel ahlâklı olmayı gerektirir. Müslüman kişi,  öncelikle doğru inanç, ibadet ve güzel ahlâk sahibi olmalı. İman ve tevhidden sonra Müslümanda olması gereken en önemli haslet güzel ahlâktır. İslâm dininin amacı gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde güzel ahlâkı oluşturmaktır.

Güzel ahlâklı olabilmek için öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmalı, şirkten, küfürden, bid’at ve hurafelerden uzak durmalı ve cahiliye yaşantısını terk etmeli, yani tevhid bilinciyle hareket edilmelidir, çünkü mü’min kişinin en büyük imkânı, imanı ve sâlih amelidir, güzel davranışdır. İslâm dininin gayesi, “Tevhîd” inancını, bütün insanların gönüllerine nakşetmeleri ve onların güzel ahlâk sahibi fertler olmalarıdır. İslâm dininin amacı gerek bireysel gerekse toplumsal düzeyde güzel ahlâkı oluşturmaktır.

Ahlâkın iman ile olan münasebetini şu hadisi şerif çok güzel açıklıyor:  “Hiç biriniz, kendisi için arzu ettiğini kardeşi için de arzu etmedikçe iman etmiş olmaz.” (Buhârî, İman 7) Buradaki “İman”dan maksat olgun imandır. Yani bir kimsenin olgun manada iman etmiş olması için kendisine reva gördüğü iyilik ve üstünlükleri din kardeşi için de istemesi; kendisine yapılmasından hoşlanmadığı işleri din kardeşine yapmaması gerekir.

İnsanın dünyadaki asıl vazifesi kâinatı ve kendisini yoktan var eden, sayısız nimetler veren Yüce Allah’a iman etmesidir. İslâm dininin temel amacı; insanların Allah’ın varlığına ve birliğine inanmaları, O’na kulluk/ibadet etmeleri ve güzel ahlâklı bireyler olmalarıdır.  İslâm dini,  Allah’ın,  son peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.) vasıtasıyla bütün insanlara gönderdiği en son ve en mükemmel dindir.

İslâm dinini kabul eden kişiye Müslüman denir. Yüce dinimiz İslâm, Müslümanın güzel ahlâklı olmasını ister. Çünkü İslâm dini insanın hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olmasını amaçlar. Dolayısıyla güzel ahlâkın insanlara dünya ve ahirette faydası olduğu gibi, kötü ahlâkın da zararı olmaktadır. Bu yüzden mü’minler güzel ahlâk sahibi olmaya çok özen göstermelidirler.