İki yıldır son haftalarına lider girdiği Premier Lig’de nefesi yetmeyip şampiyonluğu Man City’e kaptıran Arsenal, bu sene şeytanın bacağını kıracak gibi duruyor. Yapılan transferlerin uyumu ve oyuncuların iştahı, bu fikrimdeki en büyük etkenler. En son şampiyonluğu herkesi kendine hayran bırakan, Türkiye’deki birçok kişiyi de Arsenal taraftarı yapan o unutulmaz ‘’Yenilmezler’’ takımıyla kazanmışlardı. Arsene Wenger’in takımı 2003-2004 yılını namağlup bir şekilde şampiyon tamamlamıştı. Ben, o efsane takımla bu takım arasında bazı benzerlikler görüyorum. Öncelikle efsane takımı hatırlayalım. Takımın yıldızı elbette Thierry Henry diyebiliriz. Bergkamp’la yakaladıkları uyum ise belki dünyanın en iyi ikili forvet uyumuydu. Bergkamp, orta sahaya yaklaşıp 4-4-2 düzenini 4-2-3-1 düzenine kaydırıyordu, kanatlarda Pires ve Ljungberg biraz daha iç kısma geçiyorlardı,  Ashley Cole ve Lauren bekten hücuma destek veriyordu ve sonunda Henry golü buluyordu. Wenger’in takımıyla Arteta’nın Arsenal’inin benzerliklerine gelirsek yine 4-4-2 formasyonunu saha içi kaymalarla uygulayan bir takım var. Özellikle forvette Havertz, harika bir pas istasyonuna dönüştü ve geçen yılların aksine daha hırslı gözüküyor. Millî takımda kötü bir yaz geçiren Saka, sezona yine süperstar gibi başladı. Bu takımın hatta bazılarına göre ligin en iyi oyuncusu konumunda yer alıyor. Sağ kanatta rakipleri, 90 dakika boyunca canından bezdiriyor. Yani bu takım da kanatları çok iyi kullanabiliyor.

Thomas Partey- Declan Rice uyumu

İki Arsenal arasındaki en büyük benzerliği, orta saha olarak görüyorum. Efsane takımda Henry, Bergkamp, Ljungberg hatta Reyes gibi fenomen oyuncular vardı ama benim hayranı olduğum isim, kaptan Patrick Vieira’ydı. Gilberto Silva‘yla yakaladıkları uyum harikaydı. Vieira, rakibi biraz daha önde karşılıyordu, onu geçebilirlerse arkadan Gilberto rakibi süpürüyordu. Arteta’nın Arsenal’inde benzer ikili, Declan Rice ve Partey oldu. Özellikle Odegaard’ın sakatlığıyla karamsarlığa düşen taraftarların içine su serpen bir uyum yakaladılar. Rice, geçen yılların aksine daha fazla rakip kale önüne geliyor. Partey de takıma enerji katıyor ve bu ikili yanlarından kimseyi geçirmiyor. Odegaard hazır olduğunda bu ikilinin önündeki yerine alacaktır.

Kadro genişliği yakalandı

Arteta, takım içinde forma savaşını sürekli canlı tutup rotasyonu çok iyi uyguluyor. Bunda, tabii kadro genişliğinin avantajı var. Geçtiğimiz sezonlarda ilk 11’den bir oyuncu eksildiğinde takım bütün hâlinde etkileniyordu. Şimdi, yedekten gelen oyuncular da çok etkili olabiliyor. Trossard, Martinelli, Jesus değişmeli olarak katkı sağlıyorlar. Yine bek pozisyonunda da forma savaşı var. Şimdilik etki vermese de Sterling ve Merino’nun sezonun ortalarında çok fayda vereceğini düşünüyorum. Rodri kaybı sonrası yaralanan Man City, eskisi kadar yıkıcı olamayacak bu sezon. Liverpool kadro genişliğinde sıkıntılar yaşayabilir. Arsenal, iki sezondur Liverpool maçı sonrası dağılmalar yaşıyor ama artık daha tecrübeliler. Kırılganlıkları yaşamazlarsa şampiyonluk ipini ‘’topçular’’ göğüsleyebilir. Yönetmen değişti, oyuncular değişti, senaryo devam filmi ‘’Yenilmezler 2’’.  Keyifli seyirler.