Aslında bu fotoğraf, demokratik toplumlarının ve devletlerin önde giden en demokrat liderlerinin ahlaksızlıklarının, müptezelliklerinin ve rezilliklerinin fotoğrafı. Bu ahlaksızlıklarını, müptezelliklerini ve rezilliklerini de dünya kamuoyuna göstererek üstünlük sağladıklarını zannediyorlar. Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in bir şiirinde dediği gibi; “Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.” Demokrasilerde ölçüsüz ve sınırsız özgürlük anlayışı, insanların Allah’ın çizdiği hadleri aşma özgürlüğüne dönüşmekte, bu da toplumda büyük zararlara sebebiyet vermektedir. İlgili kuruluşların raporlarına göre, demokratik Batı dünyası pedofili ve sapıklık bataklığında boğulmakta. Bu tür ve benzer eylemlerde büyük çılgınlıklar yaşanmaktadır. Tüketim çılgınlığı, lüks hayat özentisi ve medyanın kuşatması altındaki insan, hayatın labirentlerinde benliğini kaybetmekte, yönünü ve istikametini yitirmektedir. Son olarak İngiliz gazetesi Daily Mail’in 18 Ekim 2018 tarihli “Britanya Kan Banyosu” başlığı ile duyurduğu habere göre, 1 yıl içinde İngiltere’de yaşanan cinayetler % 14 artış gösterdiği görülüyor. Polis kayıtlarına göre cinayetler %14 artarken, ev soygunları % 2, araç hırsızlığı % 7, bunlar haricindeki soygunculuk % 22 artış gösterdi. Bıçakla işlenen suçlarda % 12 artış yaşanırken saldırı niteliğindeki suçlarda ise tam %18’lik bir artış meydana geldi. Buna mukabil, İçişleri Bakanlığı verilerine göre kayıtlı suçlardan yalnızca % 8,7’si için suçlama veya mahkemeye celp vuku buldu. Davaların % 46,6’sında soruşturma, şüpheli tanımlanamadan bitirildi... Demokratik, laik yönetimlerde, nesil emniyetinin ve can emniyetinin ortadan kaldırılması, devlet eli ile teşvik edilmekte ve yaygınlaştırılmaktadır. Umumhânelerin, kumarın, alkol tüketiminin ve İslâmî açıdan gayr-i ahlâkî olarak kabul edilen yerlerin açılması ve devam ettirilmesi ve her türlü rezillikler birtakım hukukî düzenlemelere dayandırılmakta. Elde edilen gelirleri de vergilendirilmek suretiyle kutsanmakta ve demokratik sisteme katkı sağlanmaktadır. Bütün bunlar, demokrasinin sağladığı temel hak ve hürriyetlerdendir. “Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan bile daha sapık yoldadırlar…” (Furkan, 25/44) Âyetten de anlaşıldığı gibi, demokrasilerdeki şahsi özgürlük hakları, insanları, hayvandan da daha aşağılık bir hale getirmektedir.