Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde dile getirdiği, “AK Partili kardeşlerim ben size küsmüş, kırılmış değilim. Sizin içinizden çıktım, hâlâ manen sizin aranızdayım.” söylemleri için ‘Davutoğlu AK Parti yakınlaşması’ hatta ‘AK Parti’ye tekrar döneceği’ şeklinde yorum yapanlar olmuştu.
Konya’da basınla bir araya gelen Ahmet Davutoğlu, “Hep söylediğim gibi ben, şahsım, manevi olarak AK Parti'nin kuruluş dönemindeki kitlelerinin içindeyim, önündeyim diyorum. Ama iktidarın bugünkü yanlışlarına göz yumacağız anlamına gelmez.” dedi.
Davutoğlu, ‘’…Ama iktidarın bugünkü yanlışlarına göz yumacağız anlamına gelmez.” sözleriyle CHP’nin bile dillendirmediği, zaman zaman FETÖ’cü ekiplerin de dillendirdiği iftiralar üzerinden siyaset yaptı. Güçlü bir muhalefet, iktidarın da kendisine çekidüzen vermesini sağlar. Ama iş, iftiraya, ağır hakaret ve ithamlara dönüştüğü zaman durum değişir.
2014 öncesi Erdoğan’a karşı, Davutoğlu’nun PR’ını yapan bir ekip vardı. Şimdi o ekip, başkasının PR’ı ile meşgul. Ayrıca Davutoğlu ya da ona ve onun ekibine yakın başka bir isim üzerinden de benzer çabaları var.
AK Parti içinde birileri, Davutoğlu gibilerin ruhunu uzun süredir dolaştırıyor.
“Davutoğlu, AK Parti’ye ne katar?” diye sorarsanız size söyleyeyim.
Sadece ama sadece ‘fitne’ katar…
Hatırlayalım; Davutoğlu’nun Genel Başkan ve Başbakan olduğu kongrede “Bu bir veda kongresi değil; vefa kongresidir.” dediği konuşması daha unutulmadan birçok siyasetçi ve bürokratı ayarttı. AK Parti Genel Merkezi’ndeki odalardan, adamları vasıtasıyla Erdoğan’ın fotoğraflarını kaldırttı. Genel Başkan ve Başbakanlıktan uzaklaştırıldıktan sonra da Erdoğan sonrasını bekledi bir süre. Erdoğan’ın dönemi bitecek, kendisi Erdoğan’ın yerine geçecekti. Bu süre uzun olunca da Gelecek Partisi’ni kurdu. En keskin AK Parti ve Erdoğan muhalefetini değil; düşmanlığını yaptı.
Ha, “Siyasette ebedi düşmanlık olmaz.” derler. AK Parti, Sayın Davutoğlu ve adamlarının ‘tıyneti’ni bilerek partiye alırsa parti içinde demokratik bir mücadelenin de önü açılmış olur. Zira “Huylu huyundan vazgeçmez.” Davutoğlu hemen “Erdoğan’ın son dönemi, adaylık benim hakkım.” demeye kalkabilir.
Erdoğan ‘’Ben kesin yokum.’’ demeden kimse adaylık için heveslenmesin.
Zaman zaman sosyal medya ve diğer mecralarda gözüme takılıyor. Bazıları anket açıyor. Anket sonucu yayınlıyorlar.
Erdoğan sonrası kim olsun?
İmamoğlu’nun karşısında şu aday olursa şu kadar oy alır.
Mansur Yavaş’ın karşısında şu aday olursa şu kadar oy alır diye.
İsteyen, istediği şekilde anket yapabilir.
İsteyen, istediği şekilde yorum yapabilir.
Ama unutmaması gereken bir husus var ki Erdoğan’ın, hem Türkiye’deki yaptıkları hem de uluslararası arenadaki liderliği sebebi ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un ‘istisnai’ adaylık çağrısı dikkate alınarak son kez ve ‘istisnai’ adaylığı söz konusu olabilir.