Deccal’in en büyük yardımcıları arasında münafıkların ve bidalara taraftar ulema-i su’nun (kötü alimlerin) olacağı ifade edilmiştir. Deccal, onların gafletinden istifade ederek ehl-i imanı dalalet vadilerine atar. Bu ifadelerden anlaşılacağı gibi deccalın fitnesi çok büyük olacak ve tüm dünyaya yayılacaktır. İslam Deccal’inin münafıkane hareket edeceği, Müslüman gibi görünüp din adına dine en büyük zararı vererek “şeriat-ı Muhammediyeyi” tahrip edeceği ifade edilmektedir. Modernizm ve reform adına dine hizmet edip çağa uyduruyoruz bahanesi ile İslam ulemasının da Süfyan’a yardımcı olacağı rivayetlerden anlaşılmakta ve bu nevi ulema İslam muhakkikleri tarafından “Ulema-i Sû” yani dine zarar veren ve bidaları icat eden kötü âlimler olarak haber verilmektedir. Hadisin rivayetinde “Süfyan büyük bir âlim olacak ve ilmi ile dalalete düşecek ve çok âlimler ona tabi olacaklardır” buyrulur. Onun ilmi elbette din ilmi olmayacaktır. Din ilmi olmuş olsaydı; o zaman dalalete gitmez hidayete vesile olurdu. Onun bilgisinin din bilgisi değil ayette geçen “kitap taşıyan eşek” olduğunu yani Kuran ilmini bildiği halde içselleştiremediği anlaşılmaktadır.

Yani ilmini her türlü kurnazlık, fitne ve inanları aldatma için kullanacağını ifade eder. Başka krallar gibi kuvvet, kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanatı olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapacaktır. Ve çok öğretmenleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüt eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır, demektir. Türkiye’de ve dünyada “Şeriat-ı Muhammediye’nin (asm) ebedi bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleriyle kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve manevi rabıtalarını bozacaktır. Serkeş, sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; kokuşmuş hevesler bataklığında birbirine saldırmak için cebri bir hürriyet vererek dehşetli bir anarşistliğe meydan açacaktır. Evet, 15 Temmuz 2016 Darbesi; halkın üzerine uçakla, top ve tankla yürüyen bu FETÖ terör örgütünü açığa çıkarmıştır. Bundan daha büyük bir fitne ve anarşistlik tarihte görülmemiştir.

Bu vesile ile FETÖ örgütünün elebaşı olan Gülen’in çok fazla bilinmeyen bir özelliğinden de bahsedebiliriz: Bu dehşetli şahıs büyücülük de yapmaktadır. Öyle ki “Kıtmir büyüsü” denilen bir efsunla insanları kendisine bağlamaktadır. Bunu bazen bir muskaya bazen 1 dolarlar üzerinde çeşitli büyüler yaptığı yakın çevresinde bulunanlar tarafından dile getirilmektedir. Büyücülük İslam dininde en büyük günahlardan bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Hatta Peygamber Efendimize (asm) büyüler yapılmış Allah’ın izni ile bütün bu çabalar boşa çıkmıştır. Elbette dünyanın en meşhur kezzabı olarak şöhret kazanmış olan Feto’nun böyle bir alçaklığı yapması gayet normaldir. Her gece Peygamberle görüştüğünü söyleyen ve bu yalanı söylerken sesi titremeyen birisi; büyücülüğü de yapmaktan çekinmez. Bu büyücülük işini nasıl yaptığını bazı kaynaklardan istifade ettiğim bilgilerle paylaşabiliriz. Bir gazeteci Bülent Erandaç ve yazar Sadık Yalsızuçanlar, FETÖ’nün hainlik şebekesinin örgüt içerisinde dini nasıl kötüye kullandıklarına dair değerlendirmelerde bulunmuştu. FETÖ tehlikesini anlatan bu yazarlar, İlahiyat mezunlarının birçoğunun Altunizade’de eğitildiğinden bahsetmişlerdir.

Bu zavallıların beyinleri yıkanmış yetmedi büyücülüğe maruz kalmışlardı. Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’de bu konudan bahsetmiş fakat kamuoyunda bu dehşetli şahıs hakkında “bu kadarı da olmaz!” şeklinde bir algı olduğundan garip karşılanmıştı. Fakat bu dehşetli büyücülük bugün dahi yapılmaktadır. Yoksa hapislerde dahi fitneye devam eden akla gelmez yalanlarla kendilerini savunmaya çalışan FETÖ mensuplarının akıl almaz inkarlarına ve çelişkili durumlarına mantıklı bir cevap vermek zordur. (Devamı yarın)