Konut sıkıntısı, şu dünyada en büyük sorun. Malum, ev sahibi-kiracı muhabbetinde herkese iyi kiracı veya ev sahibi de düşmüyor. Evi kötü kullanan kiracı ev sahibini üzerken fahiş kira peşinde koşan ev sahibi de kiracıyı üzüyor. Ortaya çıkan görüntüler, özellikle son yıllarda hiç de iç açıcı değil.

Ev almayı düşünenler ne yapmalı?

‘Allah ev alanla evlenene yardım edermiş.’ sözü, bizim aile için de geçerli olsa gerek. Bir ev almak için nasıl bir irade ortaya koyduğumuzu bir Allah bir de biz biliyoruz. Tek maaşla gerçekten çok zor. 

Bundan 10-15 yıl önce ev almak ne kadar zorsa şimdilerde daha da zor. Çünkü ev fiyatları uçmuş vaziyette. Uçmuş fiyatlar sadece büyükşehirlerde değil. Köy, kasaba, ilçelerde de durum aynı. Trilyondan başlıyor. İşin iyi olmayan tarafı, faizlerin yüksek olması. Faizler yüksek olunca da alacağınız ev fiyatı için geri ödeme katlanıyor.

Bir de bankalar zaten ev paralarını vermiyor, veremiyor. Aylık ödeme miktarı da fazla olan kira ücretlerinin de çok üstünde. En düşük ev kirası 15 bin lira. Dairenin kalitesine göre çık, çıkabilirsen. Konut kredilerinin geri dönüşü de tabii peşinata bağlı ama 30, 40, 50 bin civarı. Zaten o maaşları göremeyen insanlar, o konut kiralarını nasıl ödeyecek? Velev ki ödediler. Ne yiyecek, ne içecek, temel ihtiyaçlarını nasıl girecek, çoluk çocuğuna nasıl bakacak?

Bu şartlarda ev almanın tam zamanı mı?

Konuyla ilgili dinlediğim birkaç ekonomi uzmanına göre, evet. Çünkü konut kredisi faiz oranları, şu anda yüksek. Ev fiyatları da yüksek. Birkaç ay içinde enflasyon düşecek ve faiz oranları aşağı çekilecek. Makul seviyelere çekilecek. Faiz oranları düştükten sonra ev fiyatları tırmanışa geçecek. O yüzden, ev almanın tam zamanı diyor bazıları.

Ayağını yorganına göre uzat!

Global ekonomik sıkıntı, devletlere de yansıyor. Ekonomideki sıkıntı, insanların cep ekonomisiyle aynı değil. Vatandaş, ‘Ben cebime bakarım. Eve gider cebimdeki para neleri alabiliyor, ona bakarım.’ diyor. Bu süreçte, ‘Ayağını yorganına göre uzat.’ diyenler de var. Hatta onlar diyor ki ‘Süreçte, bırak bir mal edinmeyi, elindeki malını da elden çıkarma.’ Yani elindekini koru. Peki, şu bağlamda ev almanın tam zamanı mı? sorusuna net cevap verebilmek mümkün değil. Parası olan için ise değişen bir şey yok.

40 yıllık evin inşaat gideri nasıl artar?

Daha önceki makalemde bu konuyu işlemiştim. Bağcılar’da eski bir sitedeki daire için belirlenen fiyata tepki gösteriyordu mahallenin sucusu ve yaşadığı olayı şöyle anlatıyordu: “Siteden bir daireye talip oldum. Adam, beş-altı ay önce 600 bin 700 bin fiyatı olan daire için 3 milyon TL istedi. Ben de ‘Ne değişti, daire boğaza mı taşındı?’ diye çıkıştım. Adam da bana, ‘Senin hiç demir fiyatlarından haberin var mı?’ Yani adam, ‘40 yıl önce yapılan dairenin maliyet fiyatı arttı. O yüzden daire zamlandı.’ dedi.”

Nereye gitseniz aynı sorun. Tatil bölgelerine de Anadolu’da bir yere. Herkes, emlak piyasasındaki bu şişme fiyatlardan dertli. Bu durumda, eski evler de revaçta olmaya başladı. İnsanlar, yenilerinden biraz ucuz olan eski evleri alıp yenileyerek ev sahibi olabiliyor.

Allah, herkesi, oturabileceği bir ev sahibi yapsın.

Allah, birçok evi olup da hâlâ fazla kira peşinde koşanların gözünü doyursun!

Allah yardımcımız olsun!

Yeniden görüşmek üzere, hoşça kalın…