Bundan sonra ki süreç nedir? Halk oylaması, yani referandum. Demokrasinin en güzel şekilde işleneceği uygulama…
Yıllarca demokrasi diye yırtınan zümreye baktığımız zaman bu referandum olayını dahi istemediğini görüyoruz? Peki neden? Hani demokrasi, hani cumhuriyet? Hani vatandaşların seçme ve seçilme hakkı! Neden bu ikilem? Neden bu kargaşa ortamına gayret ediliyor? Gerçekten bazen anlamakta zorlanıyorum…
Sonuçta bu iş halka sunulacak. Yani bize… Biz ne dersek o olacak. Elbette ki muhalefet olacak. Uygun görmediği şeyi ret edecek, kabul etmeyecek. Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Sonuçta iktidar oluşunu, muhalefetin varlığına borçlu sonuçta.
Sıkıntı yaşanılan nokta şu: bu değişiklik çalışması sadece iktidarın çalışması olmadı. Ak Partinin herhangi bir dayatması da söz konusu olmadı. Sn. Bahçelinin liderliğini yaptığı Milliyetçi Hareket Partisi ile birlikte ülkenin yeniden inşası için çalışmalar yapıldı. İktidar ve muhalefet el ele vererek bu ülke için bir şeyler ortaya koyma gayreti taşıdılar.
Dost meclislerinde ve kendi sosyal ağlarımda sürekli ifade ettiğim bir husus var. Siyasi nezaket ve zarafet...
Devlet Bahçeli beyefendinin partisi muhalefet parti olmasına rağmen bu nezaketi ve zarafeti çok güzel bir şekilde ortaya koydu. Darısı hepimizin başına olsun.
Başbakanımız sn. Binali Yıldırım Bey ile Devlet beyin aynı karede yer alması birilerini kızdırmış olacak ki, son derece ahlaktan uzak ithamlarda bulunmaya başladılar. Yazık…
Çok yazık…
Liderlerimiz ne kadar çalışsa da çalışsın sonucu yine biz vereceğiz. Çünkü biz halkız, cumhuruz. Onun için kendi başkanımızın nasıl seçileceğini veya seçilmeyeceğini yine biz karar kılacağız. O zaman lütfen hakaret, küfür ve saldırmadan herkes kendi fikrini öne çıkarsın.
Hayır, diyebilirsiniz, herhangi bir problem yok. Yeter ki, küfretmeden, hakaret etmeden, saldırmadan görüşünüzü dile getirin. Rahat olun, sonuçta cumhur ne derse o olacak…
Cumhuru temsil eden sade bir vatandaş olarak ise benim kararım; vatanımızın bekası ve milletimizin refahı için ‘EVET’ olacaktır.