Üst aramalarında eskiden öğrencilerin cebinde sigara paketi bulan öğretmenler, artık çakı toplamak zorunda kalıyor. Gençlerde giderek artan şiddetin nedenlerinin başında, ergenlik çağında kendini ispat etme duygusu geliyor. Şiddet içren film ve diziler anne-babanın özellikle en kritik yaş olan ergenlik çağındaki ilgisizliği, denetimsiz internet kafeler, aile yapısının bozulması, şiddet olgusunun artmasına neden olan diğer unsurlardan sadece birkaçıdır. Okullardaki eğitim, ailevi terbiye ve arkadaş çevresindeki faziletlerle takviye edilmediği an, insanın yaratılışında var olan saldırganlık dürtüsü anormal boyutlarda kendini göstermekte ve gençler kendini ifade etme aracı olarak şiddete başvurmaktadır. Şiddet uygulamak acizliğin bir göstergesidir. İslam dinî, her türlü şiddeti, baskıyı ve zulmü yasaklamıştır. Yüce Allah Şöyle buyurur: “Allah bozgunculuğu (şiddeti) sevmez” (2/Bakara, 205) Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir.
Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir.” (41/Fussilet, 46) Rasûlullah(sav) şöyle buyurmuştur: “Mümin diğer müminlerin onun elinden ve dilinden emin olduğu (zarar görmediği) kimsedir.” (Buhârî, İman 4) Demek ki, iyi bir Müslüman’ın eliyle, diliyle veya herhangi bir şekilde kimseye zararı dokunmaması gerekir. Bu anlamda İslam, hiçbir surette şiddete müsamaha göstermez, ondan kesin bir şekilde sakındırır. Gencin Kimlik Sorunu Ergenlik çağının en önemli sorunlarından biri de kimlik arayışıdır. Bu dönemde genç, kimlik bunalımı ve kimlik karmaşası ile karşılaşır. Kimlik karmaşası içersinde bocalayan gençler, din’de kimlik kazandırıcı bir imkân bulmaktadırlar. Böylece değişme ile denge veya bütünleşme ihtiyacı arasındaki gerilimlerden aykırı kimlikler arasındaki çatışmalardan uzaklaşarak, tutarlı ve dengeli bir benliğe kavuşabilmektedirler.
Bu durum hayata ve insanlara olumlu bakmayı beraberinde getirir. Dinî inanç ve ibadetlerin gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri lise öğrencileri üzerindeki araştırmada da açıkça görülmektedir. Lise 2 öğrencilerinin % 71,8’i dinî inanç ve ibadetlerin ruh sağlıklarını olumlu yönde etkilediğini belirtmişlerdir. Aynı şekilde; “günlük hayatımızdaki kişisel, ruhsal ve toplumsal sorunlarımızla baş etmede dinî inanç ve değerlerimizin size güç verdiğini hissediyor musunuz?” sorusuna öğrencilerin %75,6’sı olumlu cevap vermişlerdir. Dindar gençlerin, psikolojik ve sosyal olaylar karşısında ‘uyum’ düzeylerini artıracak imkâna sahip olduğu söylenebilir. Yaratılış gayesinin Yüce Allah’a kulluk olduğunu bilen ve ona uygun bir hayat yaşayan gençler mutlu, huzurlu olurlar. Ergen Gencin Kaygıları Ergenlik dönemi bireyin kendisi ile ilgilendiği dönemdir. Bu, ergenlerin kaygılarının, sıkıntılarının çeşitliliğinden anlaşılır. Kaygı konularını şöyle sıralayabiliriz: Sağlıkla ilgili kaygılar: Yeterli uyumamak, gevşeyip rahatlayamamak, sakarlık, bedensel görünüm, sivilce sorunu, gerginlik, güzel ya da yakışıklı olmadığını düşünmek, kısa boylu olmak…
Kişilik ile ilgili kaygılar: Kendini aşağı görme, kendine güveni olmamak, kendini yetersiz görmek, sık sık öfkeye kapılmak, küçük şeylere üzülmek, olayları ciddiye almak… Aile ve evle İlgili kaygılar: Kendisine ait bir odasının olmaması, arkadaşları ile dışarı çıkamaması, çocuk yerine konmak, ailenin arkadaş çevresine-tercihlerine-isteklerine karışması, özgürlüğünün kısıtlaması... Sosyal ilişkilerine yönelik kaygılar: Yeni tanıştığı insanlarla nasıl konuşacağını bilememek, yeterince arkadaş edinememek… Din ve ahlak konularındaki kaygılar: Ölüm korkusu, “Nerden gelip nereye gidiyoruz?” soruları, neyin yanlış neyin doğru olduğunu bilememek… Okulla ilgili kaygıları: Dikkatini toplayamamak, çalışma yöntemini bilememek, çalışırken hayal kurmak, derse kendini verememek, çalışmak isteyip de çalışamamak, kendini derste ifade edememek, etkili bir programın olamaması, not kaygısı, sınav kaygısı, uzun süre kendisini televizyondan, bilgisayardan ve internetten alamama, zaman kaybı… (Devamı yarın)