Müslüman olmak, istikamet sahibi olmaktır.   İslam bizden şuurlu bir hayat istemektedir. İslami bir hayata talip olmak demek, aynı zamanda şuurlu bir yürüyüşe talip olmak demektir.   Yaşadığımız coğrafyada, yaşanan olayları, şuurlu bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. Tevhidi çizgimizi muhafaza ederken, gelişen güncel olaylarda kafamızı kuma gömemeyiz! Yaşanan adaletsizlikleri, zulümleri, haksızlıkları, görmezlikten gelemeyiz!

İslam takipçilerinin ufukları geniş olur. Müslümanlar, sadece bir cemaat liderinin düşünce dünyasına takılıp kalamazlar. Bir cemaat liderinin düşünce dünyasında durmak, ebedi geleceğimize veda etmek demektir. Kur’an’ın düşünce dünyasından hayatımızı inşa etmemiz gerekiyor. Cemaatlerin veya siyasilerin manifestosu, bizlere ışık olamaz.  Işık bize, Kur’an’dan gelir. Kur’an okumak, gerçeğin farkında olmaktır.

Kur’an bize geniş ufuklar açar. İlahi Kitap bize şuurlu bir düşünce yapısını göstermektedir. Olaylara bakışımız, tepkimiz eleştirimiz ölçülü ve dengeli olacaktır.  Bir kavme olan kinimiz bizi asla adaletsizliğe sürükleyemez, sürüklememelidir.  İnsanlara şuurlu bir şekilde cehenneme giden yolu değil, cennete giden yolu göstermemiz gerekiyor.

Kur’an bizden şuurlu bir hayat istemektedir.  Günümüzde kabul etmek gerekiyor ki, toplum olarak, bir şuur kaybı yaşıyoruz. Şuursuzca düşünüyoruz. Şuurlu bir şekilde olayları masaya yatıramıyoruz. Düşüncelerimizi, birlilerinin düşünce dünyasına yaslıyoruz. Kendi hür fikirlerimizi ortaya koyma yerine, başkalarının fikirlerini beyan ediyoruz.  Başkalarının düşünce dünyasıyla düşünmek, Kur’an düşüncesine algısına ihanet etmek demektir. Kur’an düşüncesinden, daha yüksek ufuk açıcı bir düşünce olamaz!

Şuurlu Müslüman demek, zalimlerin korkusu demektir. Şuurlu Müslüman demek, Ortadoğu’nun özürleşmesi demektir.  Şuurlu Müslüman demek, yeni fetihlerin gelmesi demektir. Şuurlu Müslüman demek ümmetin birliği ve vahdeti için bütün gücüyle çalışması demektir.

Müslümanlar şuursuzca düşünemez, şuursuzca hareket edemezler. Bizler şuursuzca yaşayamayız!..