Kur’ân-ı Kerim’de insanlığın tek bir nefisten yaratıldığı (Nisâ, 4/1) bildirilmiş, bütün insanların Allah’a kulluk için yaratıldığı (Zâriyât, 51/56) genel hükmü ile hemen her konuda kadın-erkek aynı emir ve yasaklarla muhâtap tutulmuş, aynı günah ve sevâba erişecekleri bildirilmiştir. İslâm’da kız çocukların hor görülmesi kesinlikle yasaklanmış; (En’âm 6/151; İsrâ 17/31) kız evlat ile erkek evlat arasında hiçbir değer farkının bulunmadığı ifade edilmiştir. (Nahl 16/56-59) Kadının fizyolojik bakımdan erkeğe göre zayıf olduğu gerçeği kabul edilmekle birlikte, (Nisâ 4/34) bu onun için horlanma sebebi sayılmayıp, aksine, bu vesileyle erkeğe, kadını himaye etme, sevgi ve şefkat gösterme, ihtiyaçlarını karşılama gibi görevler yüklenmiş. (Nisâ 4/2425) Bütün bunların ötesinde, kadına anne olması itibariyle hiçbir medeniyette benzeri görülmeyen bir yücelik ve değer verilmiş: ( İsrâ, 17/2325) “Cennet annelerin ayakları altında” gösterilmiştir. (Münavi, Feyzü’lkadir, c. 3, s. 361) Kur’ân-ı Kerim, kadın ile erkek arasında bir ayrım yapmamaktadır. Kadın ve erkek, her ikisi de Allah’ın emir ve yasaklarına muhatap olmada eşit tutulmaktadır. Peygamber Efendimiz, bütün insanların insan olmaları itibariyle bir tarağın dişleri gibi eşit olduklarını vurgulamış, ( Keşfü’l-Hafa, c. 2, s. 451, Hds. 2547) kadın ile erkeği bir bütünün iki yarısı şeklinde tanımlamıştır.
(Tirmizi, Tahret 82) Bunun için, İslâm’a göre üstünlük, ancak takva ile yani Allah’a karşı sorumluluk bilinciyledir. (Hucurât 49/13) Günümüz batı toplumlarında da kadına gereken değer verilmemektedir. Batı, kadını sadece işci olarak sömürmüyor. Onun güzelliğini, çekiciliğini ve liğini kullanarak servetlerine servet katıyorlar. Reklamlarda kadınları kullanarak insanların dikkatini ürünlerine çekmeye çalışıyorlar. Reklamlarda, defilelerde, gazetelerde, dergilerde ve televizyonlarda kadının liğinden faydalanılarak, onların sırtından servetler kazanılıyor. Kadının ezilmesinden bahseden batılılar, onların batakhanelerde, genelevlerde satılmalarına seyirci kalarak gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar.
Bütün bunlar bize batının kadın hakları ile ilgili konularda hiçte samimi olmadıklarını göstermektedir. Bugün, kadını iliklerine kadar sömüren, bir mal gibi kullanan batı medeniyetinden başkası değildir. Bu çağdaşlık ve eşitlik adı altında kadınları ezmiştir. İslam Âlemi şu anda tarihinin en kritik ve en badireli bir dönemini yaşamaktadır. Çünkü birçok İslam ülkesinde zulüm var, kan ve gözyaşı var. Bu ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz, insanlık dışı vahşet ve katliamlarla karşı karşıyadır. Dünya halkının büyük bir çoğunluğu da sefalet, yoksulluk ve açlık içerisindedir. Şöyle çevremize bir bakalım. Irak’a, Suriye’ye, Filistin’e, Libya’ya, Mısır’a, Afganistan’a, Yemen’e… İslam coğrafyasının çok yerinde, aynı üzücü dumanlar, aynı acı feryatlar, yerinden yurdundan edilmiş aynı mülteci hayatlar… Emperyalist Batıda ise aynı sömürge arzusu, aynı hırs, aynı aç gözlülük. Eski dönemlerinden tek farkları daha gelişmiş kitle imha silahları ve daha isabetli füzelerle, daha acımasız bombalarla insanlık vurmaktalar. Emperyalist ve kapitalist ülkeler hâlâ utanmadan, sıkılmadan kadın hakları, çocuk hakları ve insan hakları diyebiliyorla