TikTok, gençlerin ruh sağlığını korumak adına önemli bir adım attı ve 18 yaş altı kullanıcılar için güzellik filtrelerini yasakladı. Bu karar, son yıllarda giderek artan dijital görünüm baskısının gençler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmayı hedefliyor. Artık gözleri büyüten, dudakları dolgunlaştıran ya da cilt tonunu değiştiren filtreler, gençler tarafından kullanılamayacak. Ancak komik filtreler, örneğin tavşan kulakları veya köpek burunları gibi eğlenceli seçenekler, bu düzenlemenin dışında tutuluyor.
Bu adım, yalnızca bir uygulama güncellemesinden ibaret değil; aynı zamanda gençlerin zihinsel sağlığını korumaya yönelik ciddi bir sosyal sorumluluk hamlesi olarak değerlendiriliyor. Peki, TikTok’un bu kararı neden bu kadar önemli? Güzellik filtrelerinin gençler üzerindeki etkileri neler ve sosyal medya şirketleri bu konuda daha ne yapabilir?
TikTok, yalnızca güzellik filtrelerini kaldırmakla kalmıyor, aynı zamanda yaş doğrulama sistemlerini de güçlendiriyor. 13 yaş altı kullanıcıların platforma erişimini engellemek için yapay zekâ tabanlı sistemleri devreye sokuluyor. Bu teknolojiler, kullanıcıların sahte yaş beyanlarını tespit etmeyi hedefliyor. Yanlışlıkla engellenen kullanıcıların ise itiraz hakları olacak.
Bu önlemler, Birleşik Krallık’ta 2024 yılında yürürlüğe girecek olan Çevrimiçi Güvenlik Yasası gibi düzenlemelere uyum sağlama çabasının bir parçası. Şirketler, bu yasalara uymadıkları takdirde büyük para cezalarıyla karşı karşıya kalacak. Dolayısıyla, alınan bu önlemler yalnızca gençlerin ruh sağlığını değil, aynı zamanda platformların yasal konumlarını da güvence altına almayı amaçlıyor.
TikTok’un yaş doğrulama sistemleri, bazı çevrelerde olumlu bir adım olarak değerlendirilse de hâlâ şeffaflık çağrıları yapılıyor. Molly Rose Vakfı CEO’su Andy Burrows, TikTok’un aldığı önlemlerin etkinliğini kamuoyuyla paylaşması gerektiğini belirtiyor. Çocuk istismarına karşı mücadele eden NSPCC ise bu düzenlemeleri cesaret verici bulsa da daha fazla önlemin alınması gerektiğini savunuyor.
Bu eleştiriler, sosyal medya platformlarının yalnızca teknik değişikliklerle değil, aynı zamanda kullanıcılarıyla daha açık bir iletişim kurarak güven tesis etmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.
TikTok’un bu adımı, bir başlangıç olabilir. Diğer sosyal medya platformları da güvenlik önlemlerini artırmaya başladı. Örneğin, Roblox, küçük yaştaki kullanıcıların şiddet içeriklerine erişimini kısıtlıyor. Instagram ise ebeveynlerin çocuk hesaplarını daha etkili bir şekilde kontrol edebilmeleri için yeni özellikler sunuyor.
Tüm bu önlemler, sosyal medyanın giderek daha düzenli ve güvenli bir alan hâline geldiğini gösteriyor. Ancak bu dönüşümün ne kadar sürdürülebilir olduğu, yalnızca şirketlerin değil, aynı zamanda kullanıcıların da bu değişimi nasıl destekleyeceğine bağlı.
TikTok’un güzellik filtrelerini kaldırması, gençlerin kendi gerçeklikleriyle barışmalarını sağlamak adına atılmış bir adım. Bu, aynı zamanda sosyal medyanın toplumsal sorumluluğunu yerine getirme konusunda atılmış bir adımdır. Şimdi diğer platformların da benzer adımlar atması ve gençlerin yalnızca eğlenebileceği değil, aynı zamanda güvende hissedebileceği bir dijital dünya yaratması gerekiyor.
Bu dönüşüm, dijital çağın getirdiği sorunlara karşı kolektif bir çözümün parçası olmalı. Gerçeklikle barışan gençler, hem kendi benlik algılarını güçlendirecek hem de daha sağlıklı bir toplumun temelini oluşturacaktır. Sosyal medyada gerçeklik, nihayet güzellikten daha önemli hâle geliyor.