Türk tarihindeki tek demokrasi mücadelesi, 15 Temmuz’dur.
Birileri, “Çıplak elle tankları uçakları durdurduk.” metaforu ile dalga geçse de hakikat budur.
Türk milleti de budur!..
Türk milleti, duruma vaziyet etmesi gerektiği zaman gereğini yapar.
Yeter ki bir “lideri” olsun.
Burada lider, Erdoğan idi.
Milletin iradesine pranga vurmak isteyenler vardı;
FETÖ ve iş birlikçileri…
Türk milleti, geçmişte Menderes’e sahip çıkamayıp şehadetine giden yolda sessiz kaldığı için pişmandı.
28 Şubat’a seyirci kaldığı için üzgündü.
Hırsız FETÖ’cülerin TSK envanterindeki silahları çalarak “millî iradeye” karşı açtığı savaşa kayıtsız kalmamayı tercih etti ve “kükremiş sel gibi bendimi çiğneyip aşarım’’ diyerek meydanlara akın etti.
Elbette burada “celladına boynunu uzatmayan” bir lider vardı; Recep Tayyip Erdoğan.
Erdoğan’ın ‘direniş borusunu’ çalarak Türk milletini meydanlara davet etmesi de etkili oldu.
Milletin Meclis’inde Bekir Bozdağ gibi isimlerin konuşmaları da Süleyman Soylu gibi yiğitlerin “Böylesi günlerde cephede olunur!” düşüncesiyle TRT’ye giderek işgalden kurtarması da etkili oldu.
O geceyi ilk akşamından itibaren yaşayan, sağımda solumda ‘tertemiz alnından’’ şehit olup yatanları gören, ucunda ‘şehadet’ olduğunu bilerek daha altı aylık evladım “tam bağımsız güçlü bir Türkiye”de yaşasın düsturu ile yanımda olmayan eşime mesaj ile veda edip, tek vasiyetim oğlumun dinini milletini tam olarak öğrenmesi talebini bırakıp çıkmış, sabaha dek ‘karınca kararınca’ hem direnmiş hem de sosyal medya üzerinden tepkisini göstermiş bir Türk çerisiyim.
Benim bir dedem, Çanakkale cephesinde şehit oldu.
Ben de işgalci hainler tarafından “Şehit olmak var…’’ düşüncesi ile çıktım, nasip olmadı.
Benim gibi birçokları da benzer düşüncelerle çıktılar.
Optimar Araştırma, 15 Temmuz 2016’dan beri her yıl dönümünde “15 Temmuz ruhu”nu ölçmek için araştırmalar yapıyor.
Çalışmadan bazı sonuçları sizlerle paylaşacağım:
“15 Temmuz Darbe Girişimi esnasında nasıl bir davranış sergilediniz?” sorusuna, “Sokağa çıkarak direniş gösterdim.” diyenlerin oranı yüzde 36,9, “Evde güvende kalmayı tercih ettim.” diyenlerin oranı yüzde 52,3 ve bu konuda cevap vermeyenlerin oranı ise yüzde 10,8 idi.
Sokağa çıkma gerekçelerine baktığımız zaman yüzde 44,3, “Vatanın ve devletin bekası için!’’ cevabını vermiştir. Yüzde 37,7, “Millî irade ve demokrasi için!’’ cevabı vermiştir. Yüzde 18,2, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı sebebiyle!” cevabını vermiştir. Yüzde 4’ü, “Ailem, çocuğum ve kendim için!’’ cevabı verirken yüzde 3,8’i de “FETÖ’ye ‘karşı’ olduğum için!” cevabını vermiştir. Yüzde 8,4 ise bu konuda fikir beyan etmemiştir.
“Peki bugün 15 Temmuz gibi bir darbe girişimi görüyor musunuz?” sorusuna yüzde 18,4 “Evet.’’ cevabı verirken yüzde 68,4 “Hayır.” cevabı vermiştir. Yüzde 13,4 ise bu konuda fikir beyan etmemiştir.
Ben de 15 Temmuz 2016 öncesi “Artık darbe dönemleri geçti” şeklinde yazı yazmıştım. Ama öyle olmuyor, bizi bize bırakmıyorlarmış.
Bizde darbe girişimleri oluyor, ABD’de başkan adayı Trump seçim kampanyası esnasında suikasta uğruyor.
Demek ki ülkelerin “müesses nizam” temsilcileri, kendilerine tehdit gördüklerini darbe ya da suikastlarla ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Araştırmadan bir sonuç daha paylaşıp yazımı bitireceğim, belki ileride daha etraflıca bu konuyu yazarım.
“Benzer bir darbe girişimi yaşansa meydanlara çıkar mısınız?” sorusuna; yüzde 41 “Evet.” cevabı verirken yüzde 39,3 “Hayır.” cevabı veriyor. Yüzde 19,6 ise bu konuda cevap vermiyor.
Sonuç olarak; geçmişte olduğu gibi ‘onun bunun’ çocuklarının bu ülkede iktidar değiştirme dönemleri bitmiştir.
Türk milleti, iradesini tecelli ettirmek için 15 Temmuz’da yaptığı gibi yine gereğini yapacaktır. Kimse boşuna çabalamasın Türk milleti ve devleti dimdik ayaktadır.