En sevmediğim huylarımdan yenilikçi olamayışım, eskilerde yaşayıp duruyorum ufkum, dar vesselam. Anlayışlı iyi huyluyumdur da biraz geri kafalıyım beceremiyorum şu zamana ayak uydurmayı, Aslında zamana ayak uydurmak mı iyi uydurmamak mi bilemedim şimdi. Yemek öğünlerinden, yemek şekline kadar her şey değişti mutfağına yeni robotlar, yeni pişiriciler almayanları neredeyse dövüyorlar, aa sen patatesi böylemi kızartıyorsun diyenler çok etrafımda ne oluyoruz ya hu neyin nesi olduğunu bilmediğim bir aletle iki dakikada pisirdiğim patatesten ne olur ki, ne tadı var ne tuzu, yok sulu yemek de oluyormuş yok kek de hadi oradan be olmuyor, diyorsam olmuyordur, bir ben yapayım bir de teknoloji harikası dediğin makinen yapsında göreyim, mutfağıma sokmuyorum yeni çıkmış modası çabucak geçecek aletleri, öyle kolaya kaçıp oldu bittiye getirmek olmuyor bence. Bunun gibi daha neler neler yere göğe sığdıramıyorlar ama bendeniz inanmıyorum.
Evet inanmadim ama en sonunda kandım doğrusu, mahcubiyetimle itiraf ediyorum aslında niyetim yoktu ama dolduruşa geldim, aldım koydum mutfağımin baş köşesine iyimi yaptım, kötümü yaptim derken dürüst olmaya karar verdim hayır, içimden gelen sese inanmalıymışim, pişmanım hem de çok verdiğim, paranın hakkını çıkarayım diye tavuğu, patatesi doldurdumda doldurdum, evde ne bulduysam pişiriyorum çalışsın dursun da göreyim, marifetlerini dedim ama sonuç bence hüsran gerçekten gereksiz öyle abartıldıği gibi bir becerisini de göremedim.
Sağlığa da pek faydalı olmadığını düşünüyorum vesselam, ama aldik bir kere diye denemediğimiz tarif kalmadı, bir kez daha anladım ki reklammış kandırmacaymış inanmaya gerek yokmuş, bir iki kez kullandıktan sonra ardiyaya koyacağım gibi görünüyor, içime türlü türlü vesveseler getirdi, daha çok kafamı yoracağıma gözümün görmediği bir yerde dursun varsin.
Diyorum ya eski usulden vazgeçemem ben, zamane bana göre değil hoşbuldum kelimesi gibi, nerden çıktı bu kelime biz yıllardır hosbulduk diyorduk daha neler neler şimdi bu söylediğim de garip kaçtı ama bendeniz yine içimden geldigi gibi konuşuyorum, mazur görün efendim. Bunun yanında kanka da geldi aklıma şimdi, kırk yıllık kan kardeşim oldu sana kanka, çocuklar annelerini de neredeyse kanka diye çağıracak, siz bakmayın bana ben birazcık yeniliğe açık değilim eskilerde yaşamakta üstüme yoktur evdeki en ufak bir eşyanın yerini bile değiştiremem.
Takıntı hastalığı bu kanımca, ufku açmak da faydalı olabilir hülasa. Tabiki ufku Türkçemize uyduruk kelimeler katmakla acmıyoruz bazen sempatik oluyor bu konuşma tarzı da bazen de ayıp kacıyor. Samimi arkadaşlarla şaka babında olabilir ama büyuklerimize olmaz canımın içi.
Koptum, efso, aynen, bro, bi uza ya, aklıma bu kadarı geldi. Teknoloji harikalarından bahsederken araya da bunları sıkıştırdım iyi de yaptım. Ah benim eski singer süpürgem yıllarca kullandım da gık demedi, şimdikilerin ömrü ancak bir iki yıl sizin de dikkatinizi çekmedimi, telefonlar bile buna dahil çabucak bozuluveriyor herşeyin yeni modelini almak durumunda kalıyoruz böylece, benim gibi evde bir makine bozulunca yatak döşek yatanlardansanız söyleyecek bir şey bulamıyorum, ahlanıp vahlanıp tamir ettirmeye çaĺışıyorsunuz astarı yüzünden pahalıya çıķıyor.
Bu konuya bir çare bulamıyorum, zaten arkanı bir dönüyorsun yeni model, bizimkiler antika gibi kalıyor, aradaki fark sadece iki üç yıl, tıpkı tüplü televizyonlar gibi hepsi tarihe karıştı elinizde kaldıysa saklayin bence, torunlarınıza antika diye hediye edersiniz.
Velhasılı kelam teknoloji çağına da şahit olmak benim için pek keyifli değil, yeniliklere açık olamadım bir türlü çünkü alışmışım tasarruf yapmaya telefonumu, televizyonumu sürekli yenilersem halim nice olur. En az on sene kullanmalıyım yani.
Ama görülüyorki her makine bir anda çöp olup gidiyor, eee biz ne yapalım zamana, zâmane sana uymaz sen ânâ uy, cihân küymez sana sen devrânâ küy, Zaman uymayacak sen uy zâmâne, budur vâcip kamu pir ü civane, gördün zamâne uymadı sen uy zamâneye, feylosof ol kişidir jim nerede olsa hemân, uyar elbette zamâne ona uymazsa zamân, bunlarda kulağıba küpe ola birsen zaim...