Sultangazi ve Kocaali’de meydana gelen iki kavgadan sonra 2 lise öğrencisinin hayatını kaybetmesi herkeste büyük kaygılara neden oldu. Bu iki hunharca işlenen cinayet 90’lı yılların eğitim ve öğretim yılllarını özletti.
Neden 90’lı yıllara dönmek istiyoruz?
Hemen hemen 40 yaş gurubu ve üstünün özlemle anlattığı o yıllar aslında o dönem yaşayan insanların ortaya çıkardığı hayat tablosundan kaynaklanıyor. O yıllarda insanlar ne yapıyordu ki okul dönemleri de hep hatırlanıyor?
1-Saygı. Eskiden büyükler ve küçükler arasındaki saygı aileden gelen saygıydı. Ailede öğrenilen o saygı çocukların ileriye yaşlarına da sirayet ediyor büyüklere he zaman hürmet gösterilirdi. Okullarda öğretmene olan saygı ise öğretmelerin öğretmediği fakat çocuğun bildiği birinci bir kuraldı. Öğrenciler öğretmene saygısızlık yapmazdı. Bu durumdan dolayı öğrenci öğretmen ilişkisi bir seviyede giderdi.
2-Sevgi. Yine çocukların ailede öğrendiği sevgi kavramı da okullarda daha iyi pekişirdi. Hiç kuşkusuz çocuklar ailede sevdikleri gibi okul arkadaşlarını sevmese de öğretmen ve arkadaşlık sevgisi hissedilir derecede her yerde vardı. Sokakta, komşuda, alışverişte.
3-Eğitim. Okul sadece bir öğretim yeri değildi. Aynı zamanda bir insanın eğitilmesi onu ileriki yaşlarına hazırlanması yeriydi. Bu yüzdendir ki öğretmenin öğrettikleri yanında bir öğrencinin iyi bir insan olması da önemliydi.
4-Anneye babaya faydalı, memlekete faydalı bir insan olma arzusu. Evet her çocuğun okula gitme amacı da buydu. Hem kendine, hem ailesine hem de memlekete faydalı insan olmak. Bunun için okulda faydalı işler yapmak. Okul bir öğretim, bir eğitim yuvası olarak görülürdü. O zamanlarda da yok muydu haylazlıklar? Elbette vardı. Ancak okulllarda ve okul çevresinde yaşanan kavgalar ölümlü olmazdı. Şiddeti bu kadar olmazdı.
5-Öğretmen korkusu. O yıllarda öğretmenden korkulurdu. Kızmasından, arkadaşların içinde rencide edilmekten. Bunlar önemli şeylerdi. Şimdi okullardaki çoğunluktaki öğrenciler bu durumları kafalarına takmıyor.
6-Çevre faktörleri. Sadece okul değil, sokaktaki tanıdıklar, komşular, yakın akrabalar. Bir çocuk sokakta, mahallede haylazlık yapmaya çekinirdi. Çünkü bir tanıdık, bir akraba, komşu gördüğünde ikaz ederdi. Şimdi ise aile o ikaz edene inanmıyor ve hatta kavga sebebi sayılıyor.
Evet arkadaşlar bu nedenleri arttırmak o kadar mümkün ki. Komşunun komşuya saygısı, bakkalın bakkala gelen çocuğa sevgisi, otobüs şoförünün öğrenciye bakışı. İçlerinde kötülük olmayan insanların bir dünyada yaşaması.
Askere giden bir delikanlının vedalaşması. Ünivesiteyi kazanan bir lisenin sevincine ortak olmak. Mahalle olarak sevinci de, üzüntüyü de ortak yaşamak. Bunlar hep 30-40 yıl öncesinin duyguları.
İnsan özlüyor, 90’lı yılları.
Allah çocuklarımızı terbiyeli, ahlaklı bir birey olarak ailesine ve vatanına faydalı olanlardan eylesin