Dünya hayatının imtihan yeri olduğunu, bu dünyada yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimizi, iyi şeyler, doğru işler yapıldığında mükâfat; yanlış işler yapıldığında âhirette cezasını göreceğini düşünmeyen ve düşüncesini dünya yaşamına sevk eden kişilere Rabbimizin  beyanı şöyle: “Sizler dünya hayatını (yaşamını) tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret (hayatı) daha iyi ve daha kalıcıdır (devamlıdır).” (A’lâ, 87/16-17)  Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Âhirete nazaran dünyanın değeri, ancak sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. Par/)mağı ile denizden aldığı suyu göz  önüne  getirsin.” (Müslim, Cennet 55)

Rabbimiz Allah dünya hayatının insanları aldatmaması, şeytanın insanları kandırmaması için bizleri birçok âyette uyarmaktadır:  “Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.” (Lokman, 31/33) Dünya hayatının câzibeli görülen yaşantısının bizleri aldatmaması, câiz olmayan, helâl olmayan şeylerden sakınmamız, uzak durmamız, tenezzül etmememiz gerektiğini anlamalıyız.

Nasıl olsa işlediğimiz günahları Allah affeder düşüncesiyle, günah olan, haram olan işlere tevessül etmemeliyiz.

“Bu dunya hayati sadece bir eglence ve oyundan ibarettir. Asil hayat ahiret yurdundaki hayattir. Keske bilseler!” (Ankebut, 29/64) “O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun. (emirlerini) dinleyin, itaat edin.” (Teğâbün, 64/16 )“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına  (âhiret için) ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.” (Haşr, 59/18) Demek ki, nasıl olsa Allah af eder diyerek günah işlemenin ibadetleri terk etmenin ne kadar yanlış bir değerlendirme, düşünce olduğunu bilmeliyiz.

“Ancak tevbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar hâriç, zira Ben onları bağışlarım.”(Bakara, 2/16)“Allah’tan bağışlanma dile. Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.” (Nisâ, 4/106) Burada anlamamız gereken şey, elimizden geldiği kadar günah olan hususlardan uzak durmalıyız. Buna rağmen günah işlendiğinde hemen tevbe etmeli, ne için tevbe ettiysek bir daha onu yapmamaya çalışmalıyız.

Yüce Allah şöyle buyurur: “Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse Allah onu zemininde ırmaklar akan cennetlere koyacaktır.  Orada devamlı kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur. Kim Allah’a ve peygamberine isyan eder ve (koyduğu) sınırları aşarsa Allah onu  devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun  için  alçaltıcı  bir  azap  vardır.”(Nisâ, 4/13-14)

Allah’ın emir ve yasaklarına uymayanların dünya ve âhirette sıkıntılı, üzüntülü bir hayat yaşayacaklarını Kur’an-ı Kerim bildirmektedir: “Kim de Benim zikrimden (Kur’an ve hükümlerimden) yüz çevirirse, (İslâm’a aykırı şeyler yaparsa) artık onun için  (dünya ve âhirette) sıkıntılı bir hayat vardır.” (Taha, 20/124 ) Bu gerçeği bilenler; huzuru ve mutluluğu İslâm’a aykırı şeylerde değil, İslâmî anlayış ve yaşayışta ararlar, onun gereği ne ise onu yaparlar, dünya ve âhirette mutlu ve huzurlu olurlar. Dolayısıyla dünya hayatını yaşarken ahiret hayatını  ihmal etmemeliyiz!